top of page
Hamza Kyeyune

Afrika Birliği Kıtayı Yoksulluktan Refaha Taşıyabilir

Afrika Birliği'nin G20'ye katılımı, kıtanın Küresel Güney bölgesinin kalkınma ihtiyaçlarını yansıtması için eşsiz bir fırsat sunuyor.



Afrika, sosyo-politik altyapı açısından dünyada çok az gelişmiş ve ekonomik kalkınmada geri kalmış birçok ülkeye ev sahipliği yapmaktadır. Bol miktarda doğal kaynağa, üstün işgücü yeteneğine sahip olmasına rağmen, kıta yoksulluk sınırının altında mücadele vermekte ve beşerî sermaye gelişiminde en düşük seviyeye sahip olmakla birlikte, dünya genelindeki değişimden de en az payı almaktadır.


Afrika ülkelerinin çoğu bağımsızlıklarının elli yılını geride bırakmış olmalarına rağmen, kıta dünyanın en yoksul ülkelerine ev sahibi olmaya devam etmektedir; bu ülkelerin çoğu hala kendilerini kalkınma yoluna sokabilecek temel sosyal ve fiziksel yapıları ile birlikte altyapıları geliştirmede zorlanmakta, yüksek işsizlik oranları ve hastalık gibi diğer sosyal sorunlar da bu duruma eşlik etmektedir.


Afrika Birliği (AfB) Oluşumu

25 Mayıs 1963'te; o dönemde bağımsızlığını kazanmış 32 Afrika devleti, kıtayı sömürgecilik ve ayrımcılıktan kurtarmak, üye devletlerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak, Afrika devletlerinin birlik ve dayanışmasını teşvik etmek amacıyla Afrika Birliği'ni kurmayı kabul etti. Daha sonraki yıllarda OAU icraatı olmayan, sadece laf yapan bir örgüt haline gelmekle eleştirildi.


2002 yılında Afrika Topluğu, entegre, müreffeh ve barışçıl bir Afrika'yı teşvik etmek, kalkınmayı hızlandırmak, yoksulluğu ortadan kaldırmak, Afrika'yı küresel ekonomiye dahil etmek ve küresel arenada dinamik bir gücü temsil etmek vizyonuyla Afrika Birliği'ni (AfB) kurmak üzere dağıtıldı.


Potansiyel

Afrika, ekonomik ve siyasi güç açısından muazzam bir potansiyele sahiptir.  Kıta, dünya topraklarının yaklaşık %20'sini temsil etmektedir ve diğer ülkelerin ortalamasının üzerinde üretken potansiyele sahip dünyanın en genç ve en hızlı büyüyen nüfusuna ev sahipliği yapmaktadır. Bu da önemli bir potansiyel işgücünün yanı sıra yukarı doğru ekonomik büyümeye işaret etmektedir.


Çin'in ardından dünyanın en kalabalık üçüncü bölgesi olmakla birlikte, tüketici pazarları ve ürünleri için bir cazibe merkezi olarak ortaya çıkmakta, küresel tedarik zincirleri için cazip bir yer haline gelmektedir.


Bölge, dünyadaki yenilenebilir enerji varlıklarının %60'ına, akıllı telefonlar, güneş panelleri gibi yüksek teknolojili ürünlerin yanı sıra yeşil ürünler için gerekli olan alüminyum, kobalt, bakır, lityum ve manganez gibi düşük karbonlu teknolojiler için gerekli madenlerin %50'sine sahiptir. Kıta, elektrikli otomobiller için gerekli metallerin yaklaşık %19'u da dahil olmak üzere, enerji dönüşümü için kritik öneme sahip bir dizi metalin ve dünya rezervlerinin en az beşte birine sahiptir. Daha temiz enerjiye yönelik küresel baskı arttıkça, bu tür metallere olan talepler de artacaktır; örneğin bir elektrikli otomobil, geleneksel bir araca göre yaklaşık altı kat daha fazla madene ihtiyaç duymaktadır.


Ayrıca Afrika, kıtanın yeşil hidrojen potansiyelinden ve başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak yeşil tedarik zincirleri için çeşitli fırsatlar sunmaktadır.


Bu karşılaştırmalı avantajlardan yararlanmak için Afrika Birliği, teknoloji benimseme yoluyla verimliliği artırmak, lojistiği iyileştirmek ve ticaret anlaşmalarından yararlanmak amacıyla Afrika ülkelerini bir araya getirmelidir.



AU Ticaret Anlaşmaları

Afrika Birliği geçtiğimiz yıl G20'ye tam üyelik statüsü kazanarak kıtayı Avrupa Birliği ve diğer 19 ülke ile aynı statüye yükseltmiştir. Afrika'nın G20'deki daimî üyeliği; yeni perspektifler sunmakta ve kıtanın kalkınma ihtiyaçlarının yanı sıra gelişmekte olan ülkeler veya Küresel Güney bölgesi için önem arz eden küresel ekonomik ve mali politikaları şekillendirmesi adına eşsiz bir fırsat sağlamaktadır.


Afrika Birliği'nin G20'ye girişi, sadece ekonomik ve demografik potansiyelinin tanınmasını değil, aynı zamanda küresel yönetimde etkili bir oyuncu olarak yükselişini de simgeleyen tarihi bir dönüm noktasıdır.


Afrika ekonomileri, yüksek teknoloji sektörlerinin ihtiyaç duyduğu malzemelerin geniş kaynaklarını ve kendi içinde büyüyen tüketici pazarlarını kullanarak küresel tedarik zincirinde önemli katılımcılar haline gelebilirler. Karşılaştırmalı avantajlardan yararlanmalarına yardımcı olmak için rapor, çekici bir iş ve yatırım ortamı sağlamakla birlikte yeni pazar fırsatları oluşturmak üzere politika eylemleri önermektedir.


Afrika Tek Para Birimi

Geleneksel olarak her ülke kendi ayrı ulusal para birimini muhafaza ederken, Afrika Birliği'ndeki bazı hükümetler bunun en verimli ekonomik düzenleme olmayabileceğine ve bazıları da tek bir para birimine sahip olmanın kıtanın ekonomik kalkınması için istikrarlı ticareti kolaylaştıracağına inanmaktadır.


Uzun bir süredir, ticareti teşvik etmek adına, Afrika Ekonomik Topluluğu ve ekonomik entegrasyonu hızlandırma için afro veya afriq olarak adlandırılan tek bir para birimi ile Afrika Merkez Bankası (ACB) kurma önerileri vardır.


Afrika Ekonomik Topluluğu'nu kuran Abuja Antlaşması, Afrika Merkez Bankası'nın 2028 yılına kadar hayata geçirilmesi çağrısında bulunmasına rağmen, para biriminin yürürlüğe gireceği ve tedavüle çıkacağı tarih henüz kesinleşmiş değildir.


Bu fikir, Avrupa'nın kıta için bir Merkez Bankası kurma deneyimiyle kıyaslanacaktır. Güçlü ekonomik bağları olan ülkeler ortak bir para biriminden faydalanabilir. Bu durum, sermaye piyasalarının daha yakın entegrasyonunu sağlayabilir ve ticareti kolaylaştırabilir.


Döviz kuru maliyetlerinin ve ticaret tarifelerinin tamamen ortadan kaldırılması da dahil olmak üzere çok çeşitli avantajlarıyla, Afrika ülkeleri arasında kıta için ortak bir para birimi oluşturma konusunda büyük bir heves vardır.


Tek ve istikrarlı bir para birimiyle tüm üye devletlerin Afrika içi ticaret hacimlerinin gelişeceğine, üretim kapasitelerinin artacağına, kıta genelinde işgücü ve sermayenin serbest dolaşımının sağlanacağına inanılmaktadır.


Halen üye ülkeler arasında ticari engeller bulunmakta ve birçok Afrika vatandaşı diğer komşu Afrika ülkelerini ziyaret etmek için seyahat vizesine ihtiyaç duymaktadır. Uganda gibi ülkeler vize uygulamasında ciddi ilerlemeler kaydetmişlerdir, artık vizeyi havaalanına varışta vermektedirler. Ancak bu uygulama Afrika’nın sadece birkaç ülkesinde gerçekleşmektedir.



Türkiye'nin Afrika Birliği ile İlişkileri

Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ikili ilişkilerinin yanı sıra Afrika Birliği (AfB) ile ilişkileri de giderek güçlenmektedir. Türkiye, 2005 yılında gözlemci üye olduğu Afrika Birliği'nin 2008 yılında düzenlenen Zirvesi'nde Kıta'nın stratejik ortağı ilan edilmiştir. İlişkiler, 18-21 Ağustos 2008 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen 1. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nde sürdürülebilir bir mekanizmaya kavuşmuştur.


Türkiye ve Afrika, 2014 yılında Ekvator Gine’sinin başkenti Malabo'da düzenlenen 2. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nde "2015-2019 Ortak Uygulama Planı" olarak kabul edilen beş yıllık takvim programı ile birlikte çeşitli alanlarda eş zamanlı olarak projeler yürütme konusunda mutabakat sağlamıştır. Bu kapsamda ticaret ve yatırım, barış ve güvenlik, eğitim ve kültür, gençlerin güçlendirilmesi ve teknoloji transferi, kırsal ekonomi ve tarım, enerji ve ulaştırma alanlarında Afrika ülkelerinin önceliklerine göre geliştirilen projeler hayata geçirilmiştir.


Ayrıca Türkiye, Afrika Birliği ile her beş yılda bir düzenlenecek zirve toplantıları sırasında "Bakanlar Gözden Geçirme Konferansları" gerçekleştirme kararı aldı. 2. Türkiye-Afrika Birliği Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı 2018 yılında İstanbul'da gerçekleştirilmiştir.


2021 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde 38 Afrika ülkesinin katılımıyla 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşmiştir.


Afrika Birliği ayrıca Türkiye ile ilişkilerini ve stratejik ortaklığını geliştirmeyi, her iki ortağın da kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmasına dayalı ortaklıklarını arttırmayı hedeflemektedir.


Kaynakça

A. Enaifoghe ve Diğerleri (2018), Afrika Bölgeselciliği

A. Ntembe (2022), Afrika için Tek Para Birimi: Zorluklar ve Olasılıklar

E.E. Tepeciklioğlu (2017), Türkiye ve Afrika Arasındaki Ekonomik İlişkiler: Zorluklar ve Beklentiler

J. Adibe (2023), Afrika Birliği'nin G20 Daimî Üyeliği

M.A. Olanrewaju (2012), OAU'nun Dönüşümü

T.B. Andersen (2013), Afrika'da Ekonomik Büyüme

12 görüntüleme

Comments


bottom of page