top of page
  • Yazarın fotoğrafıAdem Aman Shibu

Afrika Birliği'nin Afrika Uluslarına Katkılarının Araştırılması



Afrika Birliği (AfB), üye devletler arasında barış, güvenlik, ekonomik entegrasyon ve iyi yönetişimin geliştirilmesine adanmış Afrika ulusları kıtası için umut ve ilerleme ışığı olarak anılmaktadır. Etiyopya, Güney Afrika, Senegal ve daha birçok önemli Afrika ülkesi, Afrika Birliği’nin sosyo-ekonomik gelişmekte olan ve siyasi manzarasının gündemini ilerletmede çok önemli roller oynamaktadır. Afrika'nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD) gibi girişimler ve kıtanın karşı karşıya olduğu sorunları çözme taahhüdü sayesinde Afrika Birliği, henüz hedeflerine ulaşamamış olsa da Afrika'nın sosyo-ekonomik gelişiminin ve kıtanın geleceği için siyasi istikrarın şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Öte yandan, Afrika Birliği (AfB), Afrika ülkelerinin iş birliği yapmaları ve ortak zorlukları ele almaları, kıta genelinde sosyo-ekonomik ve siyasi gelişmeyi ilerletmeleri için bir platform/şemsiye görevi görmektedir. Etiyopya, Güney Afrika, Kenya, Senegal, Gana ve buna benzer ülkeler, özellikle askerlerini göndererek barış ve güvenlik, ekonomik entegrasyon, Afrika içi ticaret ve yatırım girişimini teşvik etme gibi alanlarda liderlerinin öncülüğünde Afrika Birliği'nin gündemini ileriye taşımada büyük rol oynamaktadır.


Afrika Birliği'nin kurucu üyelerinden biri olan ve merkezinin bulunduğu Etiyopya, örgütün gündemini ileriye taşımada özel bir yere sahiptir. Zengin tarihi, diplomatik gücü ile Ruanda, Sudan ve Somali başta olmak üzere kıta genelinde çatışmalara arabuluculuk yapmak barış ve güvenliği teşvik etmek konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Benzer şekilde, Güney Afrika'nın ırk ayrımcılığı dönemi sonrası geçiş sürecinde oynadığı kilit rol, Afrika'da demokratik ve iyi yönetimin kapsamlı bir şekilde geliştirilmesi için sağlam ve umut verici bir örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, Senegal ile birlikte birçok Afrika ülkesi daha sonra Afrika Birliği'nin hedeflerinin ilerletilmesinde kilit bir oyuncu olan demokrasi ve iyi yönetimi ilerletme konusunda kararlılık göstermektedir. Barışçıl iktidar geçişleri ve güçlü kurumlarıyla Senegal diğer Afrika ülkeleri için bir model teşkil etmektedir. Ayrıca, Etiyopya, Güney Afrika, Kenya, Gana, Senegal gibi devletler ve birçok ülke, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) gibi bölgesel girişimlerde, barış ve güvenlik ile ekonomik entegrasyon çabalarına aktif olarak katılmaya başlamıştır. Bu katılım, üye devletlerin güçlendirilmesi ve ekonomik ilerlemenin teşvik edilmesi amacıyla yapılmakta olup, ortak zorlukların ele alınmasında kolektif eylemin önemini kabul etmektedir.



Afrika Birliğinin Barış ve Güvenliğe Yönelik Katkıları

Afrika kıtasında barış ve güvenliğin teşvik edilmesi, Afrika Birliği'nin başlıca görevlerinden biridir. Bu görevi yerine getirmek için Afrika Barış ve Güvenlik Mimarisi (APSA) barışı koruma araçları gibi mekanizmalara odaklanmıştır. AfB, söz konusu yöntemler aracılığıyla çatışmaları çözme ve tırmanmalarını önleme konusunda kesin bir kararlılık sergilemiştir. Ancak bu kuruluş, başlangıçtan günümüze kadar planlanan, önerilen ve beklenen görevlerini henüz yerine getirememiştir. Yapılan görüş ve değerlendirmeler analizinde, bu konularla ilgili olarak sahadaki gerçeklik, yapılanlar ve planlananlar birbirinden ayrı düşmüştür. Kuruluşların başlangıçtaki amaçları, istikrarsızlığın temel nedenlerini ele alarak ve çatışan taraflar arasında diyaloğu teşvik ederek, Afrika Birliğinin sosyo-ekonomik kalkınmaya elverişli bir ortam yaratılmasına önemli ölçüde katkıda bulunmasıdır. Bununla birlikte, Etiyopya ve Sudan arasındaki iç çatışmanın yanı sıra Burkina Faso ve Nijer'de gerçekleştirilen darbeler de dahil olmak üzere, son beş yılda çeşitli üye devletlerdeki Afrika uluslarının çoğunun ana gündemi ve kaderi günden güne yerinden edilme, çatışma ve iç savaşlar olmuştur.


Afrika Birliği'nin (AB) tarihsel gelişimi, Afrika ülkeleri özelinde "Geliştirilmiş Doğrudan Yabancı Yatırım İçin Özgürleşme" temeline dayanmaktadır. Böylelikle ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamak için Doğrudan Yabancı Yatırımı (DYY) çekmenin önemini kabul eder. Bu bağlamda, siyasi istikrarı, demokrasi ve iyi yönetimi geliştiren, hukukun üstünlüğünü teşvik eden politikaları savunmaktadır. Örneğin; bu özgürleşme ekonomik teorisine dayanarak, Etiyopya, Güney Afrika, Kenya ve Senegal gibi ülkeler, 2000'li yıllardan bu yana dönüşüm ve büyüme planı stratejileri üreterek DYY için elverişli ortamlar yaratmış, kıta genelinde ekonomik büyümeyi ve istihdam oluşturmayı teşvik etmiştir. Ayrıca, Afrika Birliği'nin Barış ve Güvenlik Konseyi (PSC), çatışmaları önleme, anlaşmazlıkları çözme, kıtada barış ve istikrarı sürdürme konusunda önemli bir mekanizma olarak hizmet vermektedir. Etiyopya gibi ülkeler, PSC'ye aktif katılımlarıyla, Ruanda, Burundi, Somali ve Sudan'da barışı koruma misyonlarına asker katkısında bulunarak diplomatik çabalara destek vermekte bölgesel güvenlik ve istikrara olan kararlılıklarını göstermektedirler.


NEPAD Misyonları Aracılığıyla Ekonomik Entegrasyon

Afrika'nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD), Afrika'da sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesine yönelik kapsamlı bir çerçeve olarak nitelendirilmektedir. NEPAD, altyapı, tarım ve insani kalkınma gibi kilit sektörlere odaklanarak Afrika'nın küresel ekonomiye entegrasyonunu hızlandırmayı amaçlamaktadır. Birçok Afrika ülkesi NEPAD ve ekonomik entegrasyon çabalarını desteklemekte, yoksulluğu gidermenin yanı sıra yoksul grupların mali sıkıntılarını hafifletmek için sürdürülebilir kalkınma ve refahı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Altyapıya, insan sermayesine, bölgesel bağlantılara yatırım yaparak, kıta genelinde kapsayıcı büyüme ve ortak refah için zemin hazırlamaktadırlar. Günümüzde Afrika Birliği, mal ve hizmetler için tek bir pazar oluşturmayı amaçlayan Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) olarak bilinen yeni bir girişim planlamaktadır. Bu yeni girişim ve çerçevenin hedefi ekonomik entegrasyonu teşvik etmek, kıtanın dünya sahnesindeki rekabet gücünü arttırmaktır. Bu nedenle, bu girişimler aracılığıyla Afrika ülkelerinin bölgesel ticareti, altyapı ve sanayileşmeyi geliştirmek için iş birliği yapması, tüm üye ülkeler için ekonomik büyümeyi ve refahı artırması, Afrika'nın büyümesi ve gelişmesi için Afrika ülkelerini hedefleyen Afrika ortak pazarı beklenmektedir.


Demokrasi ve İyi Yönetimin Geliştirilmesi

Afrika'nın antik tarihi ve hikâye anlatımı, kıtada dış güçlerin müdahale etmesinden ve sömürge güçlerinin çeşitli yollarla devreye girmesinden önce Afrika'nın geleneksel demokrasisine ve yerli öz yönetim mekanizmasına sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bu ulusların iyi yönetim ve şeffaflık ilkelerini benimsemeleri, hesap verebilir yönetim şekli ve etkin idari uygulamalarına örnek teşkil etmeleri yeni bir durum değildir. Bu nedenle, Afrika Birliği'nin iyi yönetimin sürdürülebilir kalkınma ve geçmişten gelen sosyal ilerlemenin sağlanması için gerekli olduğunu kabul etmesi ve çağdaş insan hakları ilkeleri, SDG, ESG ve genel olarak insanlık için sürdürülebilir kalkınma stratejisi hedefleriyle bütünleşerek geçmişteki en iyi uygulamalarını benimsemesi en iyi örnek olacaktır. Afrika Birliği, Afrika Emsal Değerlendirme Mekanizması (APRM) gibi mekanizmalar aracılığıyla, üye devletlerin demokratik ilkelere ve iyi yönetişim uygulamalarına bağlılıkları için çok önemli olan yönetimde hesap verebilirliği ve şeffaflığı desteklemeli, teşvik etmelidir. Yani, Afrika Birliği'nin üye devletlere destek ve rehberlik sağlayarak, kurumların güçlendirilmesine ve kıta genelinde hukukun üstünlüğünün teşvik edilmesine katkıda bulunması beklenmektedir. Halihazırda Afrika Birliği'nin Afrika içi ticaret ve yatırımı yönlendirmesi, kıtadaki ekonomik büyüme ve kalkınmayı yönlendirmek için büyük bir potansiyel taşımaktadır.



Engelleri ve Zorlukları Aşmak

Övgüye değer hedeflerine rağmen, Afrika Birliği on yıllardır görev ve sorumluluklarını yerine getirmek için büyük faktörlerle mücadele etmektedir. Bu faktörler arasında sınırlı mali kaynaklar, kurumsal kapasite kısıtlamaları ve belirli bölgelerde günümüze kadar uzun süre devam eden çatışmalar yer almaktadır. Bu tür zorlukların üstesinden gelmek ve ele almak için kolektif eylem gereklidir. Güçlü ve sağlam strateji ile yeni politikaların benimsenmesi, üye devletlerin görev ve sorumluluklarını Afrika Birliği'nin öncelikli gündemi doğrultusunda uygun şekillerde yerine getirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, bölgesel örgütler ve uluslararası ortaklarla iş birliğinin arttırılması, Afrika Birliği'nin etki ve etkinliğinin en üst düzeye çıkarılması için elzemdir. Bununla birlikte, kolektif eylem ve dayanışma yoluyla, Afrika'nın umut verici potansiyelinin gerçekleştirilmesiyle paralel olarak bu zorlukların üstesinden gelmeye kararlıdırlar. Bu sebeple tüm paydaşlardan istikrarlı bir kararlılık, iş birliği ve yenilikçi çözümler üretmesi beklenmektedir. Benzer faktörleri ele almak üzere başlatılan ancak hala hedeflerini tam olarak yerine getiremeyen örnek programlardan bazıları şunlardır:

Afrika Tarım Kalkınma Programı: Tarım, Afrika ekonomisinin temel taşlarından biri olmaya devam etmekte ve kıta genelinde milyonlarca insana geçim kaynağı sağlamaktadır.

Afrika Tarım Geliştirme Programı (AADP) gibi girişimler aracılığıyla, ülkeler gıda güvenliğini artırmak, verimliliği yükseltmek ve kırsal topluluklardaki yoksulluğu azaltmak amacıyla tarım araştırmalarına, teknoloji transferine ve altyapı geliştirmeye yatırım yapmaktadır. Ancak, Afrika Birliği'nin kusursuz planına rağmen, Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğu hala modern tarım yöntemlerini uygulayamamış veya çok az sayıda ülke bu alanda az ilerleme kaydetmiştir. Bu nedenle, Afrika ulusunu gıda güvensizliği, yetersiz beslenme ve Afrika'daki açlık nedeniyle çocuk ölümleri ve annelerin etkilenmesini sona erdirmek için yüksek katma değerli ve değer zinciri ürünleri üretmeye odaklanan Afrika tarım geliştirme programı güçlü girişiminin mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yeniden düşünülmesi ve yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Afrika'nın İyileştirilmesi için Milenyum Ortaklığı: Afrika'nın İyileşmesi için Milenyum Ortaklığı (MPAR), Afrika ülkelerinin kalkınma çabalarını koordine etmeleri yoksulluk, hastalık ve az gelişmişlik gibi acil sorunları ele almaları için bir platform sağlamaya çalışmaktadır. Özellikle Etiyopya, Güney Afrika ve Senegal gibi ülkeler eğitim, sağlık ve altyapı gibi kilit sektörlere yatırım yaparak kıta genelinde dirençli ve katılımcı toplumlar inşa edilmesine katkıda bulunmaktadır. Daha sonra, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) Milenyum Hedeflerinin yerini almıştır, ancak Afrika'da bu geniş kapsamlı program hala diğer kıtalarla karşılaştırıldığında yeterince başarıya ulaşamamıştır.

Afrika Ekonomik Komisyonu Minimum Entegrasyon Programı: Afrika Ekonomik Komisyonu (ECA), Afrika ülkeleri arasında ekonomik entegrasyon ve iş birliğinin teşvik edilmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Asgari Entegrasyon Programı (MIP) gibi girişimler aracılığıyla ülkeler ticaret politikalarını uyumlaştırmak, altyapı bağlantılarını geliştirmek ve bölgesel iş birliğini artırmak için birlikte çalışarak ekonomik büyüme ve entegrasyonu teşvik etmektedir. Dolayısıyla bu komisyonlar, üye devletlerin katılımıyla ikili, bölgesel temelli ve tüm üye devletlerin birbirlerinden faydalanacak şekilde entegrasyonunu organize etmek gibi sağlam bir uygulamanın kilit rolünü oynamalı ve her açıdan “Afrika için Afrika” çözümünü uygulayarak kazan kazan şeklinde bir yaklaşıma dayanmalıdır.

Ancak, hedeflenen seviyeye ulaşmak için üye devletler arasında daha fazla iş birliği ve koordinasyon gerekmektedir. Bu, genel olarak Afrika Birliğin entegrasyon, sosyo-ekonomik kalkınma, barış ve güvenlik çabalarını destekleyen sağlam stratejiler doğrultusunda ortak irade ve amaçları desteklemeyi gerektirir. Ayrıca, kıtadaki siyasi istikrarsızlığın azaltılması da bu çabaların önemli bir parçasıdır.



Sonuç

Afrika Birliği, barış ve güvenlikten ekonomik entegrasyona ve iyi yönetime kadar uzanan geniş bir yelpazedeki girişimler doğrultusunda Afrika'nın sosyo-ekonomik ve siyasi manzarasının geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, Afrika'da eğitim, tarımsal ekonomik koşullar, sağlık kolaylıkları, teknolojik devrim, kapsayıcı altyapı ve diğer ilgili sosyo-ekonomik süreçler gibi genel kıtasal kalkınma, gelişmiş ekonomiden çok geride kalmıştır. Yukarıda bahsedilen sorunların üstesinden gelmek için Afrika Birliği'nin rolü henüz çok sınırlıdır. Ancak, önümüzdeki zorlukların üstesinden gelebilmek için üye devletler ve paydaşlar arasında sürekli bir bağlılık, yenilikçilik ve dayanışma gerekmektedir. Barış ve güvenlik, ekonomik entegrasyon, iyi yönetim, zorlukların üstesinden gelme çabalarına yaptıkları katkılarla Afrika dayanışması ve kararlılık ruhunu örneklemektedirler. İleriye dönük olarak, devam eden liderlikleri, bağlılıkları, Afrika ve halkı için daha parlak bir geleceğin şekillendirilmesinde hayati önem taşıyacaktır. AfB, kurumsal çerçevesinden ve ortaklıklarından yararlanarak dönüştürücü bir değişim yaratma ve Afrika'nın tüm potansiyelini gerçekleştirme imkânına sahiptir. Ancak, istenen seviyeye ulaşmak için, üye devletlerin iyi niyetleri ile birlikte, AfB'nın kıtadaki siyasi istikrarsızlığın yanı sıra entegre sosyo-ekonomik kalkınma, barış ve güvenlik çabalarını teşvik etme yönündeki genel hedefleriyle bağlantılı olan ortak irade ve hedefe yönelik sağlam stratejileri destekleyen daha fazla iş birliği ile koordinasyona ihtiyaç duyulacaktır.


Kaynakça

Silas D (2022) Afrika Kalkınma Sürecinde Afrika Birliği'nin Rolü. J Pol Sci Pub Aff. 10:418

4 görüntüleme

Comments


bottom of page