Afrika'da Tarım Ekonomisi ve Türkiye-Çad İlişkilerinde Hububat Faktörü Birkaç petrol zengini ülke dışında dünyada hiçbir ülkenin tarım sektörünün desteği olmadan gelişebildiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle gelişme isteği ve arzusu olan Afrika kıtası ülkeleri, işe ilk önce tarım sektörünü iyileştirmek, dönüştürmek, modernleştirmek ile başlamalıdır ki Afrikalı liderler de bunun farkına varmışlardır.
Tarım sektörü, Afrika’nın kalkınması bakımından büyük bir önem arz etmektedir. Birçok yükselen ekonomide olduğu gibi tarım Afrika ülkelerinin ekonomisinde önemli ve hatta hayati bir yere sahiptir. Afrika nüfusunun yarısından fazlası bu sektörde istihdam edilmektedir. Nüfusunun büyük kısmı tarımla uğrasan ya da tarıma bağlı ve özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tarım sektörün gelişmesi o ülkelerin kalkınmasında tetikleyici bir rol üslenmektedir. Yani bir ülkenin ya da bir bölgenin belli kalkınma ve refah seviyesi yakalayabilmesi için kendi kendine gıda yeterliliği ve güvenliliği sağlaması dolayısıyla tarımı da geliştirmesi şarttır. Birkaç petrol zengini ülke dışında dünyada hiçbir ülkenin tarım sektörünün desteği olmadan gelişebildiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle gelişme isteği ve arzusu olan Afrika kıtası ülkeleri, işe ilk önce tarım sektörünü iyileştirmek, dönüştürmek, modernleştirmek ile başlamalıdır ki Afrikalı liderler de bunun farkına varmışlardır.
Afrika kıtası sadece doğal kaynaklar bakımından zengin kalmayıp sahip olduğu çeşitli iklimler, araziler, göller, akarsular ve genç nüfusu bakımından çok önemli bir tarım potansiyeli barındırmaktadır. Bunun yanında dünyanın ekilebilir arazilerin %65’i Afrika’da bulunmaktadır.[1] Yanı dünyanın en geniş tarım arazilerine ve tek başına bütün dünyanın gıda ihtiyacını karışılabilecek bir kapasiteye sahip olan bir kıtadır. Fakat bölgede tarım sektörü çeşit zorluklar ve engellerle karşı karşıya kaldığı açıktır. Dolayısıyla tarımda verimlilik ciddi derecede düşük kalmaktadır. 90’li yılların başında küreselleşme ile birlikte IMF’nin yapısal reformları Afrika ülkelerin benimsedikleri ekonomik liberalleşme ve DTÖ’ye katılmaları hep aleyhlerine olmuş ve o ülkelerin tarım sektörünün büyük darbe almasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra artan nüfus ve tarımda yeterli bir modernleşme yakalanamaması da en büyük engellerdendir. Bütün bu zorluklara rağmen Afrika ülkelerinin mümkün mertebe tarımda çaba sarf ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Örneğin kıtada üretilen kakao, kahve, palmiye, susam, spirilin gibi ürünler dünya piyasasında önemli bir yer almaktadır. Bu durum Afrika’da tarımın geleceği var eden bir sektör olduğunun bir göstergesidir.
Afrika Tarımı Genel Görünümü ve Özellikleri
Afrika tarımı doğru okumak için bölgesel veya iklimsel bazda incelemekte fayda var. Yılda bir kez sulanan kurak ve iki yağışlı mevsime sahip olan ormanlı bölgeleri kıtanın en önemli tarımsal bölgeleri oluşturmaktadır.[2] İlkine Büyük Sahra’nın tam güneyinde ve deniz kıyısı olmayan ülkelerde rastlanmaktadır. Bu bölgede tarım yılda bir kez ve yağışlara bağlı olarak yapılmaktadır. İkincisi ise Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan ve Orta Afrika’daki bazı ülkeleri yer kapsamaktadır. Bu ülkeler tarımın en yoğun yapıldığı ülkeler olarak bilinmektedir. Bunların en önemlileri Fildişi Sahili, Kamerun, Gine, Gana, Senegal, Gana, Kongo’dur. Bunun yanında Viktorya Gölü arasında bulunan ve Büyük Göller ülkeleri olarak bilinen ülkelerden de söz etmek lazımdır. Bu iklim ve arazı çeşitliliği hem kıtasal hem uluslararası piyasalara sunmak için çeşitli tarım ürünleri üretmeye imkân sunmaktadır. Bu bağlamda Afrika’nın hem kendine hem bütün dünyaya yetecek kadar tarım ürünlerini üretebilecek bir potansiyele sahiptir.
Genel olarak baktığımız zaman Afrika’da tarımsal bir ekonominin hakim olduğunu söyleyebiliriz. Nüfusun büyük kısmı kırsal kesimde yaşamaktır. Bu kesim tarımla uğraşmakta ve yaşamını sürdürebilmek için doğrudan tarıma bağımlıdır. Milli gelirin %30’u tarımdan oluşmakta ve Afrika’nın nüfusunun önemli bir kısmı, özellikle Sahra-altındaki ülkelerde işgücünün %65’indan fazlası tarımda istihdam edilmektedir.[3] Ağırlıklı olarak kakao, kafe, palmiye, pamuk, yer fıstığı gibi ürünler üretilmekte ve üretilen ürünlerin önemli bir kısmi ihraç edilmektedir. Bunun yanında mısır, buğday, darı, sorgum, pirinç, yam, manyok gibi gıda ürünlerinin de üretimi yapılmaktadır. Bu bağlamda hem kırsal kesimde yaşayan nüfusu için önemli bir gelir kaynağı hem de ülkelerin ekonomisine önemli bir döviz kaynağı olmaktadır. Kıta dünyanın en geniş tarım arazilerine sahip olmasına karşın Afrika gıda ihtiyaçlarının yaklaşık %30’unu ithalat yolu ile karşılamaktadır. Yıllık olarak gıda ithali için 35 miyar dolar harcanmakta ve durum böyle devam ederse bu rakam 2025 yılında 110 milyar dolara kadar çıkacaktır.[4] Tarımsal arazilerinin çok az kısmı kullanılmaktadır. Üretimde ciddi bir verimsizlik söz konusudur. Bu durumu farklı nedenlerle açıklamak mümkündür. Daha önce ifade edildiği gibi Afrika’da tarım yoğun olarak kırsal alanda yapılmaktadır. Ve kırsalda aile çiftliği şeklinde ve hala geleneksel tekniklerle yapılmaktadır. Ne yazık kırsal kesimdeki çiftçiler tarım alanında yaşanan teknolojik gelişmeler ile ilgili bilgi sahibi olmakta zorluk çekmektedirler. En uzak yörelerde kalmakta ve kaliteli tohumlara da ulaşmamaktadırlar. Bazı araştırmalara göre kullanılan tohumların oradaki iklim ve arazilere olan dayanıklılığı farklılaşmamaktadır.[5] Kaliteli tohumlar bir Afrikalı çiftçinin gücü yetemeyeceği kadar pahalıdır. Durum da öyle olunca çiftçinin ucuz olan tohumları kullanmaktan başka bir seçeneği kalmamaktadır. Kimyasal gübreler kullanımında da aynı durum söz konusudur. Fiyatlar yine aşırı derecede yüksektir. Bazı ülkelerde hükümetler tarım sektörü finanse etmekte yetersiz kalmaktadırlar. Üreticilere destek sağlamak için kurulan kurumlar bulunmasına rağmen bazı ülkelerde etkinlik sağlanamamaktadır. Ciddi bir denetim olmadığı için çoğu durumda kaynaklar olması gereken yerlere gitmemektedir. Çiftçi de finansal kaynağı kısıtlı olmasından dolayı eski teknikleri kullanmaya devam etmek durumundadır. Tarımsal üretimden sonra ürünleri pazara ulaştırmak için iyi yollara ihtiyaç vardır. Köyleri büyük pazarlara bağlayan yollar hiç mevcut değil ya da kötü durumdadır. Bu da Afrika'da tarım için önemli bir sorundur. Verimli ve uygun depolama sistemlerinin yokluğunda, domates, soğan, yeşil sebzeler gibi iklim koşullarına çok dayanıklı olmayan ürünler çürür ve bu şekilde üretim kaybı olmaktadır. Bazı ülkelerde en büyük problemlerden biri de su problemdir. Kurak bölgelerde tarımsal üretim yağışlara bağlıdır. Üreticiler sulama tekniği bilmediği ya da onlara maliyeti yüksek geldiği için yağmurlu mevsimi beklemek zorunda kalmaktadırlar. Böyle üretim sadece bir kez yapılmakta ve bol yağışlar olmadığında üretimi ciddi bir şekilde etkilemektedir. 90’lı yıllardan sonra Afrika’da birçok ülke IMF’nin desteği karşılığında yapısal reformlar yapmıştır. Fakat bu reformlar Afrika’da tarım sektörünün büyük darbe almasına neden olmuştur. Dünya Bankası ve IMF doğrudan ya da farklı kalkınma programları aracılığıyla Afrika ülkelerine finansal destek ve gıda yardımları yapmıştır. Bu gıda yardımları ülkelerin gıda piyasasını etkilemiş ve tarımsal üretimde bir gerileme izlenmiştir. Buna yanında DTÖ’nün kuruluşundan sonra Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması’nı[6] imzalamakla Afrika ülkelerinin ekonomisini uluslararası rekabetten koruyan gümrük tarifeleri ve kotaları etkisiz hale getirilmiştir. Afrika tarımı dış rekabete karşı korumasız kalmış ve ithal ürünlerle rekabet edemez hale gelmiştir. İthal edilen ürünler ülke içinde üretilenlerden daha ucuzdu ve bu şekilde ülkelerin piyasası bozuldu. Bazı ürünlerin üretiminden vazgeçildiği için tarımda önemli bir gerileme olmuştur. Potansiyel ve Fırsatlar Afrika verimli bir tarım üreticisi olması ve genişleyen bir kentsel nüfusu beslemesi için yeterli toprak, su ve genç nüfusa sahiptir. Savana bölgesinde yayılmış olan 25 ülke, tarım üretiminde Afrika’yı küresel bir oyuncuya dönüştürme potansiyeline sahiptir. Buna ek olarak, Gana, Mali, Senegal, Mozambik ve Tanzanya gibi ülkeler kendi başlarına bölgesel nüfusu besleyebilecek geniş tarım alanlarına sahiptir. Bu potansiyel hala tam olarak kullanılamadı. BM Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, Ruanda'da 2014 yılında 792.000 ton tahıl üretildi. Doğu Afrika'da hayati bir ürün olan mısırın üretimi yedi kat arttı. 2000 ve 2014 yılları arasında Etiyopya'da tahıl üretimi üç katına çıktı. Geçtiğimiz on yılda Kamerun, Gana ve Zambiya'da yetişen mahsulün değeri en az %50 arttı.[7] Genel kanının aksine, Afrika genellikle çok dengesiz dağıtılmış ve atıl olsa da önemli su kaynaklarına sahiptir. Kıtanın ana nehirleri tarafından sağlanan sulama potansiyelinin sadece üçte biri değerlendirilmektedir. Nil ve Nijer havzaları ile Güney Afrika bölgesi dışında, su kaynaklarının tarıma dayalı su kullanımı düzeyleri oldukça düşüktür. Su kaynaklarının tarıma düşük seferber edilmesi, sosyo-ekonomik bağlamında çoğu zaman azalan bir karlılık ve verimlilik ile açıklanmaktadır. Su kaynaklarının daha büyük ve daha verimli bir kullanılması, altyapıya önemli yatırımlar yapılmasını gerektirecektir. Afrika tarımının sürdürülebilir bir gelişme göstermesi ve verimliliğin artması için gübrelerin, böcek ilaçlarının, geliştirilmiş tohumların modern tekniklerle birleştirilmesi ve ekipmanlara yatırımlar yapılması gerekmektedir. Ancak Afrika tarımının dönüşümü için en büyük fırsat, gıda pazarlarının dinamizminde yatmaktadır. Dünya Bankası, Afrika gıda pazarının bugün 313 milyar dolardan 2030'a kadar 1000 milyar dolardan fazla olabileceğini tahmin etmektedir.[8] Türkiye ile Çad İlişkilerinde Hububat Faktörü Çad ile Türkiye arasındaki ilişkiler 16. yüzyıla dayanmaktadır. Bu ilişki 1969 yılında Nijerya’daki Türkiye Büyükelçiliğin Çad’a akredite olmasıyla yeniden tesis edilmiş, sonradan ise Türkiye’nin Trablus Büyükelçiliği Çad’a akredite olmuştur. 1 Mart 2013 tarihinde Encemine Büyükelçiliğimiz faaliyete geçmiştir. Çad’ın Ankara Büyükelçiliği ise 10 Aralık 2014’te açılmıştır.[9] Çad’ın ekonomisi petrol ve tarım ile hayvancılığa dayanmaktadır. Ülke nüfusunun %85’inin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım milli gelirin %38'i oluşturmaktadır. Ulusal toprakların %30'u, yani 39 milyon hektarı tarımsal arazilerdir. Fakat bu tarım arazilerinin sadece %5,6'sından yani 2.2 milyon hektardan istifade edilmektedir. Çad’ın ürettiği tarım ürünleri ikiye ayırmak mümkündür. Endüstride kullanılmak üzere pamuk, şeker kamışı ve tütün üretimi yapılmaktadır. Fakat tarımsal üretimde en büyük kalemi olan gıda ürünlerdir. Bunlar sorgum, darı, mısır, buğday ve pirinç; yer fıstığı, susam, börülce, nohut, soya, domates, biber, sarımsak, soğan, mango, ananas, papaya, guava, muz vb. ve arap zamkı, fındık vb.’dir. [10] Tarımda ilk sırada hububatların üretimi yer almaktadır. Türkiye ile Çad ekonomik ilişkisinde hububatlar ticareti önemli bir yere sahiptir. İki ülke arasında toplam ticaret hacmi 2017 yılı sonu itibarıyla 45 milyon ABD Dolarıdır. Türkiye Çad’a 18 milyon dolarlık ihracat ve Çad’dan 27 milyon dolarlık ithalat yapmıştır.[11] Çad’dan Türkiye yapılan ihracatın neredeyse tümünü hububattan oluşmaktadır. Hububatın büyük kısmının ise susam olduğunu anlaşılmaktadır. 26 Aralık 2017 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanının beraberinde geniş bir heyetle Çad’ı ziyaret etmiş ve bu ziyaret vesilesiyle 5 anlaşma ve 2 protokol imzalanmıştır. Ziyaret sırasında Türkiye’den 100 iş adamının katılımıyla Türkiye-Çad İş Forumu Encemine’de düzenlenmiştir. Bu ziyaret ve düzenlen Türkiye-Çad İş Forumu iki ülke ilişkilerine önemli ivme kazandırmıştır. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiyi güçlendirmek için Türk iş adamları ve yatırımcıları tarım sektörüne önem vermelilerdir. Çad tarımda yeterince istifade edemediği önemli potansiyellere, özellikle hububatlar alanında yüksek bir potansiyele sahiptir.
[1] Akinwumi A. Adesina, Transformer l’agriculture en Afrique, Groupe Banque Africaine du developpement, https://www.afdb.org/fr/news-and-events/transforming-agriculture-in-africa-17432/ [2] L'agriculture africaine, Groupe Banque Africaine du Developpement, https://www.afdb.org/fr/topics-and-sectors/sectors/agriculture-agro-industries/african-agriculture/ [3] Hervé Gaymard , L’agriculture au cœur de l’avenir de l’Afrique, Momagri, http://www.momagri.org/FR/articles/L-agriculture-au-coeur-de-l-avenir-de-l-Afrique-_557.html [4] Akinwumi A. Adesina, Transformer l’agriculture en Afrique, Groupe Banque Africaine du developpement, https://www.afdb.org/fr/news-and-events/transforming-agriculture-in-africa-17432/ [5] Isidore Kpotufe d’IMANI, Le secteur agricole africain : Les défis à relever, 16 JUILLET 2014, Contrepoints, https://www.contrepoints.org/2014/07/16/172575-le-secteur-agricole-africain-les-defis-a-relever [6] Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması, DTÖ, http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvRyVDMyVCQ21yJUMzJUJDa19UYXJpZmVsZXJpX3ZlX1RpY2FyZXRfR2VuZWxfQW5sYSVDNSU5Rm1hcyVDNCVCMQ [7] Otavio Veras, Agriculture in Africa: Potential versus reality, How We Made İt in Afrika, https://www.howwemadeitinafrica.com/agriculture-africa-potential-versus-reality/57635/ [8] Les agricultures africaines - transformations et perspectives, NEPAD, https://www.un.org/africarenewal/sites/www.un.org.africarenewal/files/Agriculture_Africaine.pdf [9] Türkiye-Çad İlişkileri, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-cad-iliskileri.tr.mfa [10] Agriculture, République du TCHAD Agence Nationale des Investissements et des Exportations, https://www.anie-tchad.com/fr/secteur/agriculture [11] Trade Map, https://www.trademap.org/Bilateral_TS.aspx?nvpm=2|792||148||12|||4|1|1|1|2|1|1|1|1
Comments