Açık Görüş | Uluslararası Güç Rekabetinin Odağında Doğu Afrika: Gavadar Limanının Etkisi
- Bahrican Halatçı
- 31 Ara 2020
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Tem 2021

20. yüzyılda küresel güçlerin ortaya koyduğu stratejiler karasal egemenlik üzerine inşa edilmişti. 21. yüzyılda ise küresel siyasetin değişmesiyle beraber denize veya okyanuslara kıyıları olan ABD, Rusya, İngiltere, Çin ve Hindistan gibi bölgesel ve küresel aktörler bahri (denizel) stratejiler geliştirdiler. Günümüzde Afrika kıtası ile kurulmak istenen ilişkiler ülke temelli değil bölge temellidir. Değişen dünyada ekonomik çıkarlarını korumak için yumuşak güç artırımına giden ABD ve Çin’in en büyük rekabet noktalarından biri kuşkusuz Doğu Afrika’dır. Doğu Afrika kıyılarında bulunan hidrokarbon kaynakları ve bu kaynakların yarısının Komor Adalar Birliği sınırları içerisinde keşfedilmesi, bölgedeki en önemli aktör Fransa başta olmak üzere küresel güçlerin ilgisini bölgeye çekti. Tanzanya ve Mozambik’in doğusunda masif gazının bulunması, Kenya’nın Mombasa şehrinde yapılan tespit faaliyetleri sonucunda hidrokarbon yataklarının bulunması, Zambiya ve Zimbabve’de gerçekleştirilen petrol arama çalışmaları, bölgeyi önemli bir araştırma alanı haline getirdi.
Afrika’nın yeraltı ve yerüstü kaynakları üzerinde emeller taşıyan Fransa, Uganda’da gerçekleştirilen petrol arama çalışmalarına verdiği öneme muvafık olarak en önemli petrol şirketi olan Total’i buraya yerleştirdi. Uganda ve Tanzanya hükümetleri, 14 Eylül’de 3,5 milyar dolarlık Afrika’nın en uzun petrol boru hattı anlaşmasını imzaladılar. Fransa’nın petrol şirketi TOTAL ve Çin’in CNOOC şirketlerinin desteklediği 3,5 milyar dolarlık bu proje, Doğu Afrika’da hem Fransa’ya hem de Çin’e iktisadi zenginlik sağlayacak. Bu sayede Çin, Fransa istemese de bir ayağını Doğu Afrika’ya atmış oldu. Gavadar limanı, Çin’in Doğu Afrika’ya girişinde bir köprü rolü oynayacak. Bu liman sayesinde Çin, Doğu Afrika’da keşfedilen kaynakları Orta Asya ve Orta Doğu’daki pazarlara ulaştırabileceği gibi Çin’e de taşıyabilecek. Çin, inşasını üstlenerek 2007 yılında tamamladığı Gavadar limanını Pakistan’dan 43 yıllığına kiraladı.
Çin’in bu limana ilgisinin başlıca sebeplerinden biri, dünya ticaretinin önemli geçiş noktalarından ve Çin petrol ihracatının da %80’inin gerçekleştiği Malakka Boğazı’nın kapatılması tehlikesidir. Pakistan’ın en önemli limanlarından birinin, Gavadar limanının yönetim haklarını ele alan Çin hem bu tedirginliğe bir son vermiş hem de Hürmüz boğazına bir giriş kapısı açarak stratejik bir konumu elde etmiş oldu. Hürmüz boğazından günde yaklaşık 13 milyon varil petrol geçmekte ve Ortadoğu petrollerinin yaklaşık %40’ı Hürmüz boğazı üzerinden gemilerle taşınmaktadır.
ABD ise en büyük rakibi Çin’i hem Doğu Afrika’dan uzak tutmak hem de bölgedeki ticari anlaşmalara kendi şirketlerini aracı olarak sokmak istiyor.
ABD Gavadar limanını Çin’e kiralayan Pakistan’a karşı tavır alıp Keşmir’in muhtariyeti meselesinde Hindistan’ı açıkça desteklediği gibi 2008 yılında da Hindistan ile aralarında bir sivil nükleer anlaşma imzalayarak bu tavrını pekiştirdi. Nükleer Silahların Yaygınlaşmasını Önleme Anlaşmasına taraf olmamakla beraber, sivil nükleer anlaşmayla ABD’den sivil nükleer silahların ticareti için izin alarak yalnızlığını bitiren Hindistan Pakistan’a da Keşmir meselesinde gözdağı vermek istemişti.
11 Eylül 2001 tarihinde ülkesinde düzenlenen saldırıların ardından ABD’nin ilan ettiği “teröre karşı savaş” politikasının Afrika'daki ilk yansımalarından birisi Birleşik Ortak Görev Gücü – Afrika Boynuzu Girişimini (Combined Joint Task Force – Horn of Africa CJTF-HOA) kurmak olmuştur. Takip eden süreçte bu yapı 2008 yılında kurulan AFRICOM’a dâhil edilmiştir. Söz konusu süreçte ABD, Cibuti’den 30 milyon dolar karşılığında Camp Lemonnier üssünü de kiralamış ve Doğu Afrika jeopolitiğinde ikinci kritik adımı atmıştır. Bu komutanlığın görünüşte görevi, terörizm ve korsancılık faaliyetlerini izlemek ve müdahalede bulunmak ise de ‘Arap Baharı’ sürecinde ABD için Cibuti’deki askeri üssü, Doğu Afrika ve Orta Doğu hegemonyasında kritik bir öneme sahip olmuştur.
Mozambik açıklarında 2012 yılında bulunan 40 yeni hidrokarbon rezervi bölgedeki uluslararası rekabetin artmasına sebep oldu. Doğu Afrika’nın siyasi ve ekonomik öneminin arttığı bir genel durumda AFRİCOM’un görev alanı da genişletilip Sudan, Etiyopya, Kenya, Komorlar, Seyşeller ve Moritus’u kapsayacak hale getirildi. Böylece ABD’nin Mozambik ve Babülmendep boğazları gibi iki önemli stratejik noktayı kontrol edebilecek imkâna sahip hale gelmesi bölgede uzun yıllardır hâkimiyeti olan Fransa’yı rahatsız etti. Fransa, keşfedilen söz konusu hidrokarbon yataklarından hareketle Mayotte adasını 2011 yılında 101. eyaleti ilan ederek askeri üs kurmuştu.
Fransa, dünyadaki her egemen ülkenin petrol ihtiyaçlarının 2050’li yıllarda azalacağı öngörüsüyle en azından Mayotte adasını 2050 yılına kadar elinde ve petrol kaynaklarını gözetim altında tutarak dünyaya petrol satmayı amaçlamaktadır. Nitekim Fransa Mayotte eyaletinden çıkardığı ve kozmetik sanayisi için ehem olan “ylang ylang” bitkisi ve 1970’li yıllarda bağımsızlığını verdiği Komorlar’da da hala parfüm sanayisi için kritik olan bitkilere ihtiyaç duymaktadır.
2019 yılında, Doğu Afrika’daki Dağınık Adalar olarak adlandırılan ‘‘Juan de Nova Adası, Glorioso Adası, Bassas da India Adası, Tromelin Adası ve Europa Adalarını ziyaret eden ilk Fransa Devlet Başkanı olan Emmanuel Macron bu adaları ‘Doğal Rezerv’ alanı olarak adlandırdı. Dolayısıyla ABD’nin bölgede etkisini artırması da bölgede böylesine stratejik çıkarları olan Fransa’yı bir hayli rahatsız etmektedir.
Fransa bölgedeki jeostratejik önemi apaçık olan Cibuti’deki üssünü, Doğu Afrika’daki askeri ve iktisadi çıkarları için bir liman olarak görüyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa, bu üssün amacının Aden Körfezi'ndeki korsanlara karşı ticaret güvenliğini sağlamak olduğunu söylese de, asıl amacın bölgedeki ülkeleri kontrol etmek olduğu açıktır. Mozambik’te IŞİD’ın ortaya çıkması, Afrika’nın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömürmek amacıyla saldırgan ve müdahaleci tavırlar sergileyen Fransa’nın, ‘önemli doğal gaz sahalarının olduğu bu bölgeye müdahale mi edeceği’ sorusunu akıllara getirdi. IŞİD ele geçirdiği Mozambik’in en önemli limanlarından biri olan Mocimboa Da Praia limanını ve sivil halkı kalkan olarak kullanıyor. 60 milyar dolarlık değeri olan Praia limanının açığında önemli doğal gaz rezervleri bulunmaktadır. Fransa’nın petrol şirketi TOTAL, geçtiğimiz Temmuz ayında bu bölgeye, Fransa’nın Afrika’ya en büyük yatırımı da olan 20 milyar dolarlık bir yatırımı kamuoyuna duyurdu. Fransa’nın bu teşebbüsünün ardından IŞİD’in limana saldırması gözleri tekrar buraya çevirdi.
Fransa’nın zengin enerji rezervlerine sahip Mozambik kanalına olan ilgisi her geçen gün artmaktadır. Zira Botsvana, Zambiya, Zimbabve ve üstelik Güney Afrika cumhuriyetinin kuzey bölgesinin bir kısmının denizel bağlantısını Mozambik limanları sağlıyor.
Ayrıca Mozambik, dünya ülkelerinin vazgeçilmezi olan pamuk, pirinç, kahve, portakal ve limon gibi nice zirai ürünlerin yetiştirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Fakat bölgede Çin, Hindistan ve Japonya’nın da emellerinin olması Fransa’ya bu devletlerin radarına girmeden yol alma, eski sömürgeleri üzerinde kaybettiği etkiyi diğer Afrika ülkeleriyle arasında yeni kanallar açarak, bu bağlamda; Dağınık Adalar, Etiyopya ve Kenya ziyaretleriyle oluşturmaya çalışıyor.
Bölgede ABD’nin rekabet ettiği bir diğer ülke Afrika'da giderek yerleşen ve etkisi büyüyen yeni güç olan Çin'dir. Çin 2007 ve 2009 yıllarında Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra Afrika'nın ilk ticari ortağı oldu.
Sömürge öncesi Batı'dan farklı olarak, iç işlerine doğrudan müdahale etmeksizin ülkelerinde okullar ve hastaneler gibi kamu hizmeti görecek binaları ücretsiz inşa etmesi ya da Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’ndan farklı olarak şarta bağlı olmayan faizsiz kredi tedarikiyle inşasına imkân tanıması Afrika ülkelerinin Çin'e yakınlık duymasına sebep olmaktadır.
Çin, Pakistan’ın güneyinde bulunan Gavadar limanının yönetim haklarını satın alarak bölgede çok önemli ve Avrasya politikasında stratejik bir adım attı. Pakistan Gavadar’ı 1964 yılında bir liman şehri olarak belirlemesine rağmen limanın yapımına ancak Çin’in desteğiyle 2001 yılında başlayabilmişti. Çin, ABD’nin Afganistan’ı işgal etmesiyle kendi sınırlarında tehdit hissetmiş ve Gavadar limanı projesine destek vererek stratejik bir adım atmıştı. Hiç şüphesiz ki bu limanın yapım aşamasında verdiği desteğin altında ekonomik çıkarları da bulunmaktadır. Gavadar limanının Hürmüz boğazı girişine yakın bir noktada yer alması, petrol ithalinin büyük kısmını İran’dan yapan Çin’i Hürmüz boğazıyla ilgili gelişmeleri de yakından takip edebilecek bir konuma kavuşturmaktadır.
Çin çok önem verdiği ‘‘İnci Dizisi’’ stratejisi ile Gavadar limanından itibaren Güney Çin denizine kadar stratejik limanlar kurarak ABD’nin enerji yollarına karşı alternatif bir güzergâh oluşturmaya başlamıştır. Gavadar limanıyla Çin, Doğu Afrika ve Orta Asya enerji pazarlarına ulaşabilecek, Ortadoğu ve Orta Asya’dan enerji ithalini de güvenli bir şekilde gerçekleştirebilecektir. Dolayısıyla ABD, Doğu Afrika kıyılarını kontrol ederek, Çin’in Afrika hâkimiyetini önleme arzusundadır.
Pakistan’ın, önemli enerji yollarının güzergâhında yer alan ve konumu itibariyle ülkenin önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmesi ihtimali oldukça yüksek olan Gavadar limanındaki Çin yatırımlarından en büyük kazancı elde edeceği ve aynı zamanda rakibi Hindistan’a karşı önemli bir üstünlük sağlayacağı ileri sürülmektedir. Bu arada Pakistan’ın bu liman sayesinde hem ülkenin refahını hem de hükümete olan güveni ve istikrarı arttırdığı söylenebilir.
Limanın ileride, iki ülke arasında iktisadi hat olarak Çin ve Pakistan’a çok büyük faydalar sağlaması beklenmektedir. Çin denize çıkışı olmayan bölgelerini geliştirme amacına Gavadar limanının sağladığı imkânlar üzerine kurulu bu iktisadi hat sayesinde ulaşmıştır.
ABD’nin yaşanan bu gelişmeleri dikkatle izleyip Hindistan’la görüşmelere başlaması ve 2008 yılında bu iki ülke arasında ‘‘Nükleer İşbirliği’’ anlaşması imzalanması Pakistan’ı Çin’e yakınlaştırıp ilişkilerini geliştirmesine sebep olmuştur.
Çin’in zekice sayılabilecek bu siyasetle elde ettiği koz karşısında ABD Doğu Afrika kıyılarına bir set çekerek en azından Çin’in buradaki kendi menfaatlerine aykırı yayılmacı politikalarını engellemeye çalışmaktadır.
Doğu Afrika ülkeleri Uganda, Somali, Tanzanya, Mayotte, Kenya ve Etiyopya’da sömürgeciliğin bütün acımasızlığı hissedilmeye devam etmektedir. Bölge halkı üzerinde başta Fransa olmak üzere sömürgeci ülkeler bütün güçleriyle kültürel soykırımla tarihe utanç verici izler bırakmayı maalesef başarabilmişlerdir. Doğal kaynaklar ise, her egemen ülke için özellikle de sömürgeci ülkeler için uluslararası sistemde kimin hangi konumda olacağını belirleyen en önemli etmenlerden bir tanesidir.
Afrika ülkeleri kendi enerji kaynakları üzerinde tasarruf haklarını koruyup geliştirmeye, bu kaynakları farklı ülkelere satarak milli gelirlerini yükseltmeye çalışırken; kaynakları işleten, işletilmesi şartlarını düzenleyen ve kaynakları ‘tüketen’ Amerika, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler ise yumuşak güç gösterileri ve kıtaya yönelik yardım faaliyetleriyle buradan en yüksek çıkarı elde etmeye matuf politika ve stratejiler geliştirmektedirler.
Sadece zengin doğal kaynakları ve enerji kaynaklarının çeşitliliği ile değil konumu itibariyle de jeopolitik ve jeostratejik bakımdan da büyük öneme sahip olan Doğu Afrika’da yaşanan darbeler, iç savaşlar, terör faaliyetleri, halkın yaşadığı iktisadi sorunlar ve son olarak da virüs salgını sürecinde ortaya çıkan sağlık sorunları çözüm bekleyen önemli meselelerdir. ABD ve Çin ise bölgede sağlık şirketleri ve diğer firmalar aracılığıyla daha etkin olmaya ve etkilerini sürdürmeye çalışıyorlar. Afrika’da özellikle bu salgın sürecinde Çin’in, yumuşak gücünü had safhada uyguladığı, Korona diplomasisi diyebileceğimiz ilişkiler geliştirdiği görülüyor.
Bir genelleme yapmak gerekirse Doğu Afrika’da ABD ve Fransa’nın ciddi seviyede güç kaybetmesine karşılık Çin ve Türkiye gibi ülkelere güven ve kabulün arttığı ifade edilebilir.
Bahrican HALATÇI
Kaynakça
1- Akçay, N. (2019). Çin Ordusu’nun Küresel Yükselişi ve Modernizasyon Çabaları. Erişim tarihi: 03.03.2019. BİLGESAM, Doğu Asya ve Pasifik. No: 1399.
2- Arslan, Abdülkerim. Çin-Pakistan Koridoru ve Gözden Kaçan ‘Gwadar’. Stratejik Ortak. 05.10.2016 https://www.stratejikortak.com/2016/08/cin-pakistan-gwadar.html
3- Arslan, İbrahim. 21. Yüzyıl Afrika’sında ABD’nin Askeri Varlığı Üzerine Bir İnceleme. Toros Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 09.12.2018 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/607347
4- Aydın, Figen. Çin, Gwadar Limanı ve Hindistan’ın Tehdit Algısı. TASAV, Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi, 2020. https://www.tasav.org/index.php/cin-gwadar-limani-ve-hindistan-in-tehdit-algisi./
5- Batı, Ferhat Güney. Pakistan’ın Kuşak ‘Yolculuğunda Okyanus Stratejisi’ Uluslararası Politika Akademisi. http://politikaakademisi.org/2020/03/02/pakistanin-kusak-yolculugunda-okyanus-stratejisi/
6- Genç, Aslıhan. Bir Kuşak Bir Yol Projesi ve Çin, (İçinde). Bir Kuşak Bir Yol Projesi, Kavramlar, Aktörler, Uygulamalar, (Ed). Serdar Yılmaz, Astana Yayınları, Ankara, 2019, s. 21
7- Gökdemir, Hanife. Komorlar Birliği. İNSAMER. 23.01.2017 https://insamer.com/tr/komorlar-birligi_514.html
8- Sarı, Buğra. Amerikan Ulusal Çıkarları ve Afrika. Gazi Üniversitesi. 2012 https://www.researchgate.net/publication/334225379_Amerikan_Ulusal_Cikarlari_ve_Afrika
9- İhlas Haber Ajansı. Uganda ve Tanzanya arasında 3,5 Milyar Dolarlık Petrol Boru Hattı Anlaşması. 13.09.2020 https://www.haberler.com/uganda-ve-tanzanya-arasinda-3-5-milyar-dolarlik-13598035-haberi/
10- Yüksel, M.A., (2015). “Afrika Jeopolitiği ve ABD’nin Afrika Politikası / African Geopolitics and the US Africa Policy”, TURKISH STUDIES -International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, ISSN: 1308-2140, (Prof. Dr. Hayati Akyol Armağanı), Volume 11/2 Winter 2016, ANKARA/TURKEY, www.turkishstudies.net
11-Yılmaz, Serdar. Bir Kuşak Bir Yol Projesi: Kavramlar, Aktörler, Uygulamalar, Astana Yayınları, Ankara, 2019. http://sosbilder.igdir.edu.tr/Makaleler/1892823662_26_Yilmaz_(631-647).pdf
Comentarios