top of page
Yazarın fotoğrafıOsman Kağan Yücel

Bülten | Nehirleriyle Meşhur Kıta: Afrika



Afrika, her ne kadar başta susuzluk ve buna bağlı pek çok olumsuz haberle gündeme gelse de nehirleri, gölleri ve son dönemde önemi artan yeraltı su kaynakları ile meşhur bir kıta olma özelliğine sahiptir. Bu özelliğe rağmen sömürgecilik döneminde oluşturulan yapay sınırların günümüze bıraktığı olumsuz miras ile uluslararası su anlaşmazlıkları ve su paylaşım sorunları kıtanın su kaynaklarının günlük hayatın, ekonominin, ekolojinin aksine daha çok siyasi ve askeri krizlerle anılmasına sebep olmaktadır. Tüm bu olumsuz intiba ile birlikte kıta ülkelerinin su yönetimi konusundaki plansız davranışları ve nehirlerin üstüne gelişigüzel yapılan projeler bu kaynakları ve doğal olarak Afrika insanını olumsuz etkileyebiliyor. 1,3 milyar insanın önemli bir bölümünün günlük su ihtiyacını karşılayan ve geçimini sağlamasında doğrudan veya dolaylı etkileri bulunan nehirler kıtanın yer altı zenginliklerinin yanında en önemli doğal kaynaklar arasında gelmektedir.


Susuzluk ve suya bağlı sorunlarla anılması Afrika’da yeterli su kaynaklarının olmadığı yönünde bir algıya sebebiyet vermektedir. Halbuki tarihten günümüze kıtadaki nehir ve göller pek çok tarihi metinde yer almış, bu dönemlerde bölgedeki su kaynakları ve kaynakları merak konusu olmuştur. İlk çağlardan itibaren Yunanlı, Arap ve yerel tarihçi ve coğrafyacılar tarafından kıtadaki su kaynakları çeşitli eserlerde dillendirilmiş ve kaynakları üzerine gerek alandaki gözlemler gerekse ikincil kaynaklardan aktarımlarla nehirler hakkında bilgiler verilmiştir. Başta kıtanın dünyaca ünlü nehri Nil, Nijer, Kongo gibi belli başlı su kaynakları farklı eserlerde tarihin ilk dönemlerinden, sömürgecilik dönemine kadar merak konusu olmuş, bu bölgelere birçok seyahatler düzenlenerek, bu su kaynaklarının sömürgeleştirme sürecinde ulaşım ve su tedariki bakımından potansiyelleri hakkında veriler toplanmıştır. Hatta kıtanın sömürgecilik hareketinin alametifarikası Berlin Konferansı’nda Avrupalı devletler kıtanın su kaynakları, nehir ve gölleri üzerinde tartışmanın içine girmişlerdir.


Kıta insanı için hayati değer taşıyan nehirler başta mevsimlik ve tam zamanlı balıkçılık olmak üzere günlük gıda temini ve ekonomiye katkı sağlaması bakımından önem taşımaktadır. Nehirlerin bu derece önemli olmasının yanında bazı Afrika ülkeleri, bölgelerindeki su kaynaklarının ismini taşımaktadır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Nijer gibi ülkeler nehirlerin isimleriyle anılmaktadır.



Afrika nehirlerinin özellikleri


Afrika kıtasındaki nehirleri kategorik olarak ikiye ayırmak mümkündür. Bunlar denize akıntısı olan (eksoreik) ve denize akıntısı olmayan (endoreik) iç havza nehirleridir. Kıta nehirlerinin yüzde 48’i denize akan, yüzde 40’ı akışı olmayan (areik) ve yüzde 12’si iç havza nehridir. Denize akan nehirler doğdukları yerlerden okyanusa veya denize dökülür. Afrika’nın önemli akarsuları Nil, Nijer, Kongo, Zambezi, Orange gibi nehirler havza sularını denize boşalttığından bu kategoride yer alır. Çad Gölü Havzası’ndaki Logon ve Şari nehirleri gibi akarsular denize akıntısı olmayan, sularını denize veya akarsulara boşaltamayan nehir örneklerindendir. Botswana Makarikari Çanağı ve Doğu Rift Grabeni gibi alanlar ise kıtanın düzenli akışı olmayan veya tamamen nehir sistemlerinden yoksun kesimleri, yani çölleridir.


Afrika nehirleri ve gölleri kıtanın ‘su kuleleri’ ve haznelerinden oluşan su kaynaklarından beslenmektedir. Yağışlar veya yeraltı su kaynaklarından oluşan bu kaynaklar kıtanın belli başlı tüm önemli nehir ve göllerini kaynaklık etmektedir. Fas sınırları içindeki Atlas Dağları, Gine’nin yüksek kesimlerindeki Fouta Calon Batı Afrika akışlarını; Nijerya sınırları içindeki Jos Düzlüğü Batı ve Orta Afrika akışlarını; Angola Düzlüğü kıtanın Güneybatı akışlarını; Uganda, Burundi, Ruanda, Tanzanya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti boyunca uzanan Albertine Yarığı Doğu Afrika akışlarını; Etiyopya’nın yüksek kesimlerinde oluşan kaynaklar başta Nil Nehri ve Doğu Afrika’daki akışları, Lesotho’daki dağlık kesimdeki su kaynakları Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki akışları besleyen Afrika kıtasının su kuleleridir. Bunların yanı sıra Kenya, Lesoto dağlık bölgeleri ve Angola, Zambiya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin sınırları içindeki Lufilian Yarığı kıtanın nehir ve göllerini doğrudan veya dolaylı olarak besleyen önemli noktalardır. Afrika kıtasındaki göl ve nehirler kıtanın güney, doğu batı ve orta bölgelerinde sıklaşır. Özellikle Güney Afrika bölgesi, Göller Bölgesi olarak bilinen Rift Vadisi ve Etiyopya Düzlüğü kıtanın su kaynaklarının zenginleştiği bölgelerdir. Afrika’nın göller bölgesi olarak da bilinen Rift Vadisi coğrafi olarak tek bir parçaya tekabül etmemektedir. Vadinin bir kısmı Etiyopya’ya uzanır diğer kısmı ise Viktorya ve Malavi Gölü’ne kadar uzanır. Bölgedeki nehirlerin beslendiği ana kaynaklar Viktorya Gölü ve Mau Mau ormanlarıdır.


Afrika’nın önemli nehirleri


Afrika kıtası nehirleri göz önüne alındığında 20 ana havzadan söz edilebilir. Kongo, Oranj, Nil, Zambezi, Cuba Şabel, Limpopo, Senegal, Volta, Nijer Okavango, Ogooue kıtanın hem nüfus hem de hidropolitik açıdan önemli nehir havzalarıdır.

Cuanza Nehri, Angola’nın en önemli su kaynağıdır, 965 kilometre uzunluğundaki nehir ülkenin dağlık bölgelerinde doğar ve başkent Luanda’nın kenarından sularını Atlas Okyanusu’na boşaltır. Nehir, Angola’nın hidrogüç santrallerinin merkezi konumundadır. Capanda (520 MW) hidrogüç tesisi Cambambe (610 MW) tesisi nehrin üzerine kurulmuştur. Ayrıca 2017 yılında yapımına başlanan daha büyük enerji üretimi kapasitesine sahip Laúca (2.070 MW) ve Caculo Cabaça (2.170 MW) santralleri ülke enerji ve su ihtiyacı için hayati konumdadır.

Kwango Nehri, Güney Afrika bölgesinin sınır aşan sularından biridir. Kongo Nehri havzasındaki Kasai Nehri’nin en büyük koludur. Nehrin en önemli stratejik özelliği bölgedeki elmas yataklarının merkezi olmasıdır.

Cunene Nehri, Güney Afrika bölgesinin uluslararası sularından biridir. 1.050 kilometre uzunluğundaki nehir Angola’nın yüksek kesimlerinden doğar Namibya sınırı boyunca akar ve sularını Atlas Okyanusuna boşaltır. Namibya’nın kurak dönemlerinde bile sürekli akması ülke için önemli su kaynağı olmasını sağlamıştır. 1990’lı yıllardan itibaren nehir üzerinde kurulu Ruacana (330 MW) hidrogüç santrali, Olushandja Barajı ülke tarım ve enerjisi için önemlidir. Burada üretilen ihtiyaç fazlası enerji Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihraç edilmektedir.

Okawango, Güney Afrika bölgesinin en uzun dört nehrinden biridir. 1600 kilometre uzunluğa sahiptir. Angola’nın Bié Düzlüğünden doğar Namibya sınırlarından geçerek Botswana’ya ulaşır. Uluslararası mahiyette olan nehir Afrika kıtasının suyunu dışarı boşaltmayan nehirlerin en önemlilerindendir. Nehrin hidrogüç üretim kapasitesi 350 MW ile 2.300 MW arasındadır.

Oranj (Orange) Nehri, 2.300 kilometre ile Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en uzun nehridir. Drakensberg dağlarında sel suları ve derelerin buluşmasıyla ortaya çıkar ve Namib Çölü’nün güneyindeki Alexander Koyu’ndan Atlas Okyanusu’na dökülür. Nehrin kolları Güney Afrika düzlüğünün ve Güney Afrika’nın sularını taşır. Yıl boyunca devamlılığı olmamasına ve kurak mevsimlerde zayıflamasına rağmen okyanusa önemli miktarda su boşaltır. (Köksal, 1999, s. 67) Nehir, sulama ve enerji bakımından Güney Afrika ekonomisi için önemli rol oynamaktadır. Wanderkloof Barajı (240 MW) ve Gariep Barajı (360 MW) nehrin üzerinde öne çıkan enerji üreten, sulama ve enerji üretiminde ihtiyaç duyulan suyu sağlayan tesislerdir.

Limpopo Nehri, Afrika’nın sularını Hint Okyanusu’na döken ikinci en büyük nehridir. Toplam uzunluğu 1.800 kilometreye varan nehir Güney Afrika’nın orta kesimlerinden doğar. Nehir havzası Güney Afrika, Zimbabve, Botsvana ve Mozambik’i kapsasa da nehirden daha çok Güney Afrika ve Botsvana faydalanmaktadır. Nehir üzerinde 100. 000 metreküpü aşmayan 200 adet küçük kapasiteli baraj bulunmaktadır.

Zambezi Nehri, Nil’in yarısı kadar olan büyüklüğü ile Afrika’nın en uzun dördüncü nehridir. 2.660 kilometre uzunluğundaki nehir Kongo-Zambezi Platosunda doğar Shire Nehri ile birleşerek Beira ve Quelimane deltasından Mozambik kanalına dökülür. (Köksal, 1999, s. 68) Zambezi Nehri, Kongo Nehri’nin yakın kaynaklarından biridir. Angola, Zambiya, Zimbabve ve Mozambik’i kapsayan uzunluğu ile Afrika kıtasının önemli sınır aşan nehirleri arasındadır. Nehrin üzerinde Zambiya ve Zimbabve’ye önemli miktarda enerji sağlayan Kariba Barajı, Mozambik ve kısmen Güney Afrika’ya enerji sağlayan Cahora Bassa Barajı dâhil iki önemli hidroelektrik santrali bulunmaktadır.

Rufiji Nehri, Tanzanya sınırları içindedir. 600 kilometre uzunluğundaki nehir iki nehrin birleşmesi ile oluşarak Tanzanya’nın Mafya Adası civarından Hint Okyanusu’na dökülür. Nehir üzerine inşa edilen barajlar ile ülke enerjisine katkıda bulunur. Mtera, Kitadu, Kihansı Barajları 80 MW’dan 200 MW’a kadar enerji üretme kapasitesine sahiptir.

Pangani Nehri, 500 kilometre uzunluğa sahip olan nehir Klimanjaro’dan doğar ve sularını Hint Okyanusu’na boşaltır. 1936 yılında Alman şirketi tarafından yapılan hidrogüç santrali bölgenin en eski tesisidir. Nehir üzerindeki Hale Barajı Tanzanya’nın elektrik ihtiyacının yüzde 17’sini karşılamaktadır.

Nijer Nehri, Afrika’nın Nil ve Kongo’dan sonra en uzun nehridir ve en geniş nehir havzalarından birini oluşturur. Nijer Nehri havzasında yaklaşık 100 milyon insan yaşamaktadır. 4.200 km uzunluğundaki nehir Gine’de doğar Nijer ve Mali’yi geçerek Benin üzerinden Nijerya’ya girer ve sularını Gine Körfezi’ne boşaltır. Nijer, diğer Afrika nehir havzalarının aksine hidrogüç santralleri ve barajların seyrek görüldüğü bir nehirdir. Fransız sömürge yönetimi tarafından 1933-1945 yılları arasında nehir üzerine sulama ve tarım amaçlı küçük çaplı barajlar inşa ettirmiştir. Nehrin ana kollarından Sankarani Nehri’nin üzerine 1980 yılında inşa edilen Selinque Barajı uzun zaman Mali’nin önemli enerji kaynaklarından biri olarak hizmet verdi. Bu nehrin hidrogüç kapasitesinin ancak 2000’li yıllar ile farkına varılabilmiş bu kapsamda Gine’de Fomi, Mali’de Taoussa, Nijer’de Kandjadji barajları gibi sulama, enerji gibi çok amaçlı tesislerin inşasına başlanmıştır. Nijer Nehri’nin diğer kollarından Sokoto ve Benue nehirlerinde de baraj inşaatları bulunmaktadır.

Ogooueé Nehri, %85’lik kısmı Gabon, diğer kısımları Kamerun ve Kongo’ya ait Afrika’nın sınır aşan nehirlerindendir. Yaklaşık 1.200 kilometre uzunluğundaki nehir havzasında 650 bin insan yaşamakta, su boşaltımı bakımından Afrika kıtasının dördüncü büyük nehridir. Nehrin hidrogüç kapasitesinden en çok faydalanan ülke Gabon’dur. Çin Exim Bank’ın fonlamasıyla nehir üzerine bir hidroelektrik santrali kurulmuştur.

Kongo Nehri, Nil’den sonra Afrika’nın en uzun, dünyanın altıncı büyük nehridir. Su boşaltımı bakımından dünyanın Amazon’dan sonra ikinci, Afrika kıtasının ise en büyük nehridir. Uzunluğu 4.670 kilometre olan nehri havzasında yaklaşık 100 milyon Afrikalı hayatını sürdürmektedir. Nehir, Zambiya sınırına yakın Katanga’dan doğarak Atlas Okyanusu’na dökülene kadar Yukarı Kongo, Orta Kongo, Aşağı Kongo adlarını alır. Nehir Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Kongo Cumhuriyeti sınırları içinde olsa da kolları ile beraber bu iki ülke dışında çok geniş bir havzayı da kapsamaktadır. Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun, Tanzanya, Zambiya ve Angola nehrin havza ülkeleridir. Fransa ve Belçika’nın Kongo’yu bölmeleri ile günümüzde Demokratik Kongo ve Kongo’nun sınırlarını nehir belirlemiştir. Nehrin önemli oranda hidrogüç kapasitesi bulunmakta fakat henüz yeterince bu özelliğinden yararlanılamamaktadır. Nehrin kollarına inşa edilen ve Demokratik Kongo ile Ruanda arasında paylaşılan Ruzizi 1 ve 2 santralleri önemli hidroelektrik tesisler arasındadır. Lualamba Nehri üzerine Çinli Sino-Hydro tarafından inşa edilen Busanga Hidrogüç Santrali (240 MW) Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin enerji kapasitesini artırmıştır. Yine Çinli firmalar tarafından inşasına başlanan fakat ekonomik sebepler dolayısıyla inşaatı yavaşlayan Inga 1 ve 2, ayrıca Lombo 2 hidrogüç santrali nehir havzasında enerji ihtiyacını büyük ölçüde karşılayacak projeler olarak öne çıkmaktadır.

Senegal Nehri, 1.650 kilometre uzunluğunda üç ana kaynağın ikisi Afrika’nın su kulelerinden biri olan Futa Callon’dadır. Gine’deki Futa Calon’dan (Djallon) doğan nehir Mali’ye ulaşır ve sularını Moritanya ve Senegal arasındaki sınır boyundan geçerek Atlas Okyanusu’na boşaltır. Senegal, Mali, Moritanya ve son olarak Benin’in katıldığı dörtlü bir organizasyon nehrin yönetimi konusunda anlaşma sağlamıştır. Mali’deki Manantali Barajı, Moritanya ve Senegal sınırındaki Diama Barajı nehir üzerindeki tesislerdendir. 2013 yılında Çin Exim Bank’ın sağladığı mali kaynaklarla bu iki nehir arasında kalan bölüme Gouina Hidroelektrik Santrali inşa edilmiştir.

Gambiya Nehri, dünya üzerinde sınırları bakımından en ilginç nehirlerden biridir. Sömürgecilik döneminde İngiliz ve Fransızların paylaşımı sonrasında Senegal ve Gambiya adında iki ayrı ülkenin ortaya çıkmasıyla Gambiya Nehri günümüzdeki Gambiya devletinin sınırları içinde kalmıştır. Gine’deki Futa Callon’dan doğan nehir Gambiya’nın başkenti Bangul’dan Atlas Okyanusu’na dökülür. Yaklaşık 1.200 kilometrelik uzunluğu ile kıtanın uzun nehirleri arasındadır. Nehrin kayde değer bir hidrogüç kapasitesi olmasına rağmen gerek Gambiya’nın ekonomik durumu gerekse bölgesel siyaset nedeniyle baraj veya hidroelektrik santrali mevcut değildir.

Logon ve Şari nehirleri Çad havzasındaki denize çıkışı olmayan nehir sistemlerindendir. Şari Nehri yaklaşık 1.000 kilometrelik uzunluğu ile Orta Afrika bölgesinin önemli akarsuları arasındadır. OAC’den doğan Şari, Çad’a doğru seyrederek Çad’ın başkenti Encemine ile Kamerun sınırını oluşturan Logon Nehri ile birleşerek sularını Çad Gölü’ne boşaltır.

Nil Nehri 6.825 kilometrelik uzunluğuyla Afrika kıtasının ve dünyanın en uzun nehridir. Nehrin büyüklüğü sebebiyle Arapça kaynaklarda Bahr/Bahr’el Nil yani deniz kelimesi ile anıldığına rastlanmaktadır. Nil kelimesi ise Grekçe’den ‘Nelios’ ‘nehir vadisi’ anlamına gelen kelimeden günümüze kadar gelmiştir. (Seyyid, 2007) Nil, sadece uzunluğu değil kapsadığı havza, barındırdığı canlı türleri, sosyal ve ekonomik olarak sağladığı faydalar, uzun yıllara dayanan su paylaşım sorunu bakımından dünyanın önde gelen akarsularındandır. 3 milyon km²’lik havzası kıtanın yüzde 12’sini kaplamakta, yaklaşık 300 milyon insanı barındırdığı havza nüfusu ise Afrika kıtasının dörtte bir oranındaki nüfusa tekabül etmektedir. Güney Sudan’ın Sudan’dan ayrılmasıyla birlikte Mısır, Etiyopya, Tanzanya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ruanda, Uganda, Kenya, Eritre ve Burundi de dâhil 11 ülke Nil Nehri havzasında konumlanmaktadır. Genel olarak Mısır’ın kısmen de Sudan’ın ‘hayat kaynağı’ olarak kitabiyatta yer alsa da kaynakları kolları ve sosyokültürel yönleri bakımından tüm havza ülkeleri için önemli bir su kaynağı ve sembolüdür.








コメント


bottom of page