Geçen yirmi yıldır, Etiyopya ekonomisi dikkate değer bir çift haneli büyüme kaydetmiştir. Kişi başına düşen GSYİH 2000'de 125 dolarken bu rakam 2021'de 944 dolara yükselmiştir. Diğer yandan, 2000 yılında %44,2 olan yoksulluk oranı, 2015 yılında %23,5'e düşmüştür. Nitekim eğitim, sağlık ve altyapıya erişimde iyileşme görülmektedir.
Etiyopya hükümeti; 2030 yılına kadar büyük ölçüde tarıma dayalı düşük gelirli bir ülkeden, sanayileşmiş düşük orta gelirli bir ülkeye geçmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda 2019 yılında "Yerli Ekonomik Reform Planı" başlatılmıştır. Yerli ve milli Etiyopya ekonomik planında yer alan konular beş ana kategoriden oluşmaktadır: 2000'li yılların ortalarından itibaren ekonomik performans, ekonomik ilerlemeye karşı ters rüzgarlar, statükoya devam etme sorunları, yeniden dengeleme ve yerel bir ekonomik reform yoluyla büyümeyi sürdürmek program ve uygulama düzenlemeleri.
Bu gündem, diğeri unsurlar arasında ise özel sektörün büyümesinin sorumluluğunu üstlenmesini gerektirecek ve yavaş yavaş kamu sektörü finansman kapasitesinin azaltmasıdır. Örneğin; Ethio-telecom gibi devlet mülkiyet altında olan büyük firmaların özelleştirilmesi girilmiştir. Ethio-telecom, safaricom-Ethiopia telecom şirkette 850 dolar hacim bir satış gerçekleştirerek, ilk özel telekomünikasyon hizmetine başlamış bulunmaktadır. Safaricom telekomünikasyonu Etiyopya’da hizmet vermek için 15 yıllık izin almıştır. On beş sene içeresinde safaricom telekomünikasyonunun, Etiyopya’da yaklaşık 8 milyar dolar yatırım yapması beklenmektedir.
Etiyopya, Sahra Altı Afrika ekonomisini iyileştirmeye başlamış ülkeleri arasındaydı. Ancak bugünlerde bu büyüme durumunu yavaşlatan yeni olaylar meydana gelmiştir. Bu olaylarından bahsetmek gerekirse; Etiyopya-hükümet ve Tigray ile çatışması, döviz kurunun hızla artışı, enflasyon, pandemi, gıda ve enerji fiyatların hızla artışo, Batı-Oromiya bölgesinde gerginliğin devam etmesi ve Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır gerginliği meseleleri gündemdedir. Diğer yandan, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, küresel boyutta tüm dünyada olduğu gibi Etiyopya ekonomisinde de etkili olmuştur.
Özetle, reformun hedefleri arasında hızlı ekonomik büyümeyi sürdürmek, makroekonomik istikrarın sağlanması, kamu ve özel sektörün ekonomideki rolünün yeniden dengelenmesi ve yeni ve mevcut büyüme potansiyelinin ortaya çıkarılması yer alıyor.
Etiyopya Yerli Ekonomik Reform Gündemi
Etiyopya hükümeti, “Yerli Ekonomik Büyüme Reformu” adı altında 2019’da kapsamlı ve iyi koordine edilmiş bir yerel üretim başlatmış bulunuyor. Ekonomik reform, makro-finansal istikrarı, yeniden dengeyi korumak ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla bir yerel ekonomik reform plan olarak belirlenmiştir. Bu reformu desteklemek için IMF yaklaşık 3 milyar dolarlık bir program onaylarken, Dünya Bankası İcra Direktörü, 19 Mart 2020’de Washington’dan, Etiyopya Hükümeti için Yerli Reform Gündemi desteklemek amaçla Uluslararası Kalkınma Birliği'nden (IDA) 500 milyon $ (312.2 milyon $ hibe ve 187.8 milyon $ kredi) onay söz konusudur. Reform gündemi, altyapı ve insan sermayesi gelişmelerinde son on yılda elde edilen kazanımlara dayanmaktadır. Planın temel amacı, daha yüksek özel yatırımı ve yapısal dönüşümü destekleyen bir ekonomik ortam yaratarak ekonomik büyümeyi sürdürmektir. Makro-finansal, yapısal ve sektörel olmak üzere üç temel ayağı kapsamaktadır.
Makro-finansal reformlarda amaç; kamu borcuyla ilişkili riskleri azaltmak, enflasyonu durdurmak ve büyümeyi, yatırımı ve ihracatı artırmaktır. Bu reformlar arasında; KİT'lerin verimliliğinin artırılması dahil olmak üzere kamu maliyesinin güçlendirilmesi ve özelleştirilmesi, dış dengesizliklerin giderilmesi, esnek bir döviz kuru rejimine doğru yönelmek, para politikası çerçevesini güçlendirilmesi ve ekonomik büyümeyi destekleyerek fiyatların istikrara kavuşturulması ve mali sektör gelişiminin artırılması yoluyla sermaye piyasalarının geliştirmek bulunmaktadır.
Yapısal reformu, özel sektör büyümesini engelleyen darboğazları çözmeyi amaçlamaktadır. Bunlar; iş yapma kısıtlamalarını hafifletmek için reformları hızlandırmak, uluslararası ticaretin önündeki tarife ve tarife dışı engellerin hafifletmek, kamu kurumlarının verimliliğini artırmak ve hizmetlerin iyileştirilmesi lojistik, telekomüniaksyon ve elektrik gibi işleri kapsamaktadır.
Örneğin, safaricom-Etiyopya şirketi ilk özel telekomüniaksyon hizmetine başlamıştır. Safaricom Telecom, Etiyopya’da hizmet vermek üzere 15 senelik izin almıştır ve bu süre zarfında yaklaşık 8 milyon dolar yatırım yapması beklenmektedir. Harrison Harvey tarafından yapılan açıklamada; Safaricom’un 2023 yılından itbaren 25 Etiyopya şehrinde hizmet vermek istediği ve ilk olarak Dire Dawa’dan başlayacağı belirtilmiştir. Safaricom Ethiopia’da, 320 Etiyopya vatandaşı için iş imkanının sağlandığını ve toplam 500 kişilik istihdam olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca yakında en az 100 çalışan için yeni iş imkanı planladıklarını belirtmiştir. Safaricom’un tamami ile hizmete açılmamasının önündeki en büyük engel; Etiyopya -Tigray anlaşmazlığıdır.
Sektörel reformlar ise tarım, imalat, turizm, BİT, madencilik ve yaratıcı endüstriler sektörlerde yatırımı teşvik etmek için yeni büyüme potansiyellerini ön plana çıkarmayı kapsamaktadır. Zira sektörel düzende, en üst seviye çıkmak, yatırım kısıtlamalarını ve engellerini ortadan kaldırıp iyi hale getirmek amaçlamaktadır.
Etiyopya’nın ikinci Büyüme ve Rekabet Edebilirlik DPO'su üç alana odaklanmaktadır. Bunlar; kalkınmayı en üst düzeye çıkarmak, yatırım ortamını iyileştirmek ve finans sektörünü geliştirmek üzere şeffaflığı ve hesap verebilirliği teşvik etmektir. Ayrıca, yoksulları korurken verimliliği ve maliyet geri kazanımını artırmak için enerji sektöründe reformların uygulanmasına destek sağlamak önemsenmektedir. Özel sektör aktörlerinin kuru limanlarda katma değerli hizmetler sunmasını, büyüme ve ihracat için katalizör olan lojistik sektörünün verimliliğini artırmak. Rekabeti teşvik eden ve bir dizi sektörde özel sektör katılımını kolaylaştıran yeni yatırım ve özelleştirme ilanlarını onayladı.
Reform gündeminde, yapılandırılmış ve koordineli bir bütün-devlet yaklaşımla uygulama hedeflemektedir. Maliye Bakanlığı, gündemin uygulanması için gereken destek ve denetim hususlarında önderlik yapacaktır. Başbakan'a rapor sunacak olan Makro-Ekonomi Komitesi altında Makro-finansal, yapısal ve sektörel her bir sütun, ilgili ofislerden oluşan bir alt komite aracılığıyla koordine edilecektir. Önerilen reform gündeminin uygulanması, mali ve mali olmayan kaynakların seferber edilmesine öncelik verilmektedir. Yurt içi gelir seferberliğinin arttırılması, özellikle vergide önemli iyileşme tahsilat, dış kaynak seferberliği ile birlikte reform gündeminin finansman stratejisinin merkezinde yer alacaktır. Toplumun tüm kesimlerinin uyumlu katılımı ile özel sektör, akademi ve sivil toplum önemli olacaktır. Bu nedenle, tüm paydaşlar tarafından gündeme sahip çıkmak için reform dönemi boyunca geniş istişareler yapılacaktır. Reform önlemlerinin tamamlanmasıyla, sürdürülebilir bir makro ekonomi öngörülmektedir ve ülkeyi refah yoluna sokan hızlı ve kapsayıcı ekonomik büyüme beklenmektedir. Reform önlemleri, güçlü, dayanıklı ve çeşitlendirilmiş bir orta gelir düzeyinde ekonominin temelini oluşturacak ve diğer yandan dinamik bir özel sektör, modern politika ve kurumsal çerçevelerin oluşumu ele alınmaktadır.
Etiyopya Yerli Ekonomik Reform Gündemi ve Mevcut Zorluklar
Etiyopya ve Tigray arasındaki anlaşmazlıkta, 23 Kasım 2020 ile 24 Ağustos 2022 arasında en az üç kere gerginlik tırmanmış ve çatışmalar yaşanmıştır. İlk savaş döneminde çok can ve mal kayıp olurken, İnsan Hakları Örgütü raporuna göre, yaklaşık 2.3 milyon insan Etiyopya'dan göç edip ülke sinirinden çıkıp Sudan ve Güney Sudan sığmaya zorunda kalmıştır. Diğer yandan BBC dünya haber ajansı rapora göre 4.6 milyon kişi için dünya yemek programı (WFP) tarafında sağlanacak gıda yardımı gerekli olduğunu ortaya koymuştur. BM raporuna göre Tigray, Afar ve Amhara bölgelerinde insani gıda yardımına ihtiyaç duyan yaklaşık 9,4 milyon kişi üzerine, sadece geçen dört ay içeresinde 2,7 milyon artış gösterdiği belirlenmiştir.
Devlet Maliye Bakanı, Eyop Tekelegn (PhD), ülkenin kalkınma potansiyelinden yararlanmayı amaçlayan yerli ekonomik reformun uygulanmasının, Etiyopya'nın kuzey kesiminde ortaya çıkan çatışmalara ve koronavirüse rağmen ülke ekonomisini istikrara kavuşturmanın mümkün olduğunu söyledi. Ayrıca reformun borç stresini yönetmede, ihracat performansını iyileştirmede ve çökmek üzere olan finans sektöründe istikrar yaratmada büyük önem taşıdığını belirtti.
Etiyopya Maliye Bakanı her ne kadar iyimser olsa da yerli ekonomi reform planının beklenen hızda hedefe doğru ilerleyeceğini söylemek, şimdiki durumu göz önünde bulundurduğumuzda çok mümkün gözükmemektedir. Ekonomik Reform gündemi, ekonomi ve kalkınma alanındaki çeşitli uzmanlar tarafından, ülkenin ekonomik kargaşasının nedenlerine ilişkin doğru bir teşhisten yoksun olmasının yanı sıra, sert eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır. Dünyadaki benzer gelişmeleri ve eleştirileri göz önünde bulundurarak reformun yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bazı sorunlardan bahsetmek gerekirse:
1) Ülkenin içinde bulunduğu gerginlik ve çatışması durumu (Hükümet-Tigray, Tigray-Amahara, Tigray-Afar, ve Tigray-Eritra);
2) Enflasyon mücadelesi
3) Döviz kurun artmasının sorunu çözüm bulunmaması
4) Dengesiz günden güne rastgele artan fiyat durumu
5) Kuraklık problemin artıması
6) İşsizlik sorunu
Etiyopya yerli ekonomi programı durumunu konusunda, Sonali Jain-Chandra liderliğindeki Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) bir ekip, 13-17 Haziran 2022 tarihlerinde Etiyopya'ya ziyaret gelmiştir. Ziyaret sırasında Maliye Bakanı Ahmed Shide, Etiyopya Ulusal Bankası Başkanı Dr. Yinager Dessie, ve Başkan Yardımcısı Fikadu Huriso, diğer hükümet yetkilileri dahil olmak üzere özel sektör temsilcileri ve kalkınma ortakları topluluğu ile bir araya gelmiştir. Görüşmenin sonunda Jain-Chandra aşağdaki açıklamalarda bulunmuştur:
Etiyopya ekonomisi son iki buçuk yılda COVID-19 salgını, kuraklık, Etiyopya'nın kuzey bölgesindeki çatışmalar ve Ukrayna'daki savaş dahil olmak üzere birçok şoka maruz kaldı. Bu durum, makroekonomik ve insani zorluklar yarattı. IMF gözetin altında gerçekleşmesi beklenen G20 Ortak Çerçevesi kapsamındaki borç destek paketinin reform gündemlerini destekledikleri ve yenilenmesi gerektiğinde açıktır. Fon, Ortak Çerçeve sürecine teknik destek sağlamak için Alacaklılar Komitesi ile yakın iş birliğine devam etmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kuzey Etiyopya'daki çatışma, düşük tarımsal üretim, donör finansmanındaki keskin düşüş ve artan Döviz (FX) kıtlığı, kuraklık ve savaştan kaynaklanan yayılmalardan kaynaklanan büyümenin 2021/22 mali yılında yüzde 3,8'e düşmesi bekleniyor. Hızla artan gıda fiyatları ve arz yönlü kısıtlamalar da dahil olmak üzere, enflasyon günden güne yükseliyor. İhracat ve Doğrudan Yabancı Yatırım, zorlu ekonomik ortama rağmen iyi bir performans sergiledi. Bununla birlikte, kısmen Ukrayna'daki savaş nedeniyle yakıt, gıda ve gübre için artan küresel emtia fiyatları, 2021/22 mali yılında ithalatı artıracak ve cari açığı genişletecektir. Bu, düşük dış kredi ödemeleri ile birleştiğinde dış sektörü zayıflatmış ve yetersiz kalan rezervler üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmuştur.
İnsan hakları örgütü (HRW), Etiyopya ve Tigray arasındaki çatışma sırasında insan haklarının ihlal edildiğini belirtmiştir. İddia edilen suçlamalar ise tarafsız olarak uluslararası BM liderliğindeki soruşturmanın yürütülmesi ve mülteci haklarının korunması gerektiğine yönelik bir tavsiyede bulunmuştur. Ayrıca bazı uluslararası örgütler, insan haklarının ihlal edilmesi konusunda en büyük payın sahibi olarak Etiyopya hükümetini suçlu olarak göstermişlerdir. Diğer yandan Etiyopya hükümeti ise can ve mal kayıplarının sorumlusunun TPLF olduğunu dile getirerek tüm suçlamaları reddetmiştir.
Öneriler: Reformun Yeniden Gözden Geçirilmesi
Etiyopya hükümeti, ülkesinde barış sağlayacak her yola açık olması önem arz etmektedir. Bu konuda sadece muhalefet partisi ile değil, ancak tüm paydaşlar savaş ilk ve son seçenek olarak gören herkesi içinde geçerli olmalıdır. Eğer bu şekilde masa etrafında toplanıp üzün süre çözüm odaklı diyaloglar kurulmazsa aynı sorunun devam etmesi söz konusudur. Açıkçası ülkenin tarihi bunu göstermektedir. Bunun için hükümet olarak tüm paydaşlar ve muhalefet partisi ile oturup etraflıca konuşmak, ülkeye barış ve huzur sağlamak için en büyük bir adımdır. Dolayısıyla, gerek ulusal gerek uluslararası (içerden ya da dışardan) savaşın devam etmesi için her türlü yardım ve yataklık yapan, yasadışı bir girişimde bulunan her kimse için; sadece yasal yoldan çözüm üretmek gerekmektedir.
Zira ne hükümet ne örgüt ne de muhalefet savaştan kazançlı çıkar. Nitekim, en sonunda sade vatandaş dahil olmak üzere herkes kayba uğrar. Gelecekte güçlü ve istikrarlı bir Etiyopya inşa etmek isteyen herkesi için öncelik barış olmalıdır. Siyasi, ekonomik, ve sosyo-kültürel açıdan bazı grupların tehdit olarak değerlendirdiği hem etnik çeşitliliği hem de diğer meseleleri tehdit olarak görmek yerine zenginlik ve bir fırsat olarak görüp değerlendirmek en iyisi olacaktır.
Tarım sektöründe Etiyopya ile Oromiya bölgesindeki tarım odaklı buğday yetiştirme programı çok güzel bir başlangıçtır ve model olarak daha da ön plana çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca, bu örneği hızlıca her sektörde yaygınlaştırmak; endüstriden hizmet sektörüne, tarımdan-teknolojiye, ticarete-yenilenebilir enerji sektörüne kadar uygulanması gerekmektedir. Tarımda klasik ya da eski usulden ziyade çağdaş bir yöntem üzerinden yatırım yapıp katma değer artıran endüstriye bağlamak gerekmektedir. Bunun için Oromia ve güney tarafındaki ülkenin geniş arazileri ve iklim şartları çok uygundur.
Ülkenin zenginliği sadece yer üstünden ibaret değildir. Yer altı zenginliği olan petrol, doğal gaz, altın ve diğer madenler için de sadece ham hammadde satmak yerine katma değer katarak ulusal ve uluslararası piyasaya sunmak mümkündür.
Finansal hizmet sektörü, bankacılık gibi iyileşmeler gösterse de hizmetin kalitesi ve uluslararası düzeyde rekabet edebilecek şekilde değildir. Örneğin; Etiyopya borsası (ESE) ve Etiyopya kapital sermaye piyasası hala ruhsat verme durumu ertelemiş bulunmaktadır. Bununla beraber, Etiyopya ilk kez uluslararası bankacılık hizmetinin ülkeye girmesi için izin vermiştir. Bu da bankalar arasında çok ciddi bir rekabet olmasına yol açarken sektörde profesyonel çalışan bulma bakımından ve teknoloji altyapısı etkilenecektir. Dolayısıyla, gerek kamu sektörü gerekse de bankacılık özel sektöründe gerekli adımlar atılarak teknolojik altyapı ve insan kaynakları konusunda hazırlıklı olunması gerekmektedir. Teknolojik altyapı için özel sektörü desteklemek ve insan kaynakları için kısa dönemli eğitim üzerinden açığı kapatmak, kolay olmasa bile şimdiden ön hazırlıkların başlamasında fayda olduğu söylenebilir. Bu hazırlıklar, kamu üniversiteleri ve özel üniversiteler, ticaret amaçlı hizmet veren eğitim ve danışmalık kurumlar yoluyla gerçekleştirilebilir.
Diğer sektörlerin de; madencilik, imalat, turizm, BİT ve dijital ekonomi (fintech) konusunda tekrardan gözden geçirilmesi önemlidir. Madencilik, imalat, turizm ve dijital ekonomik alanda bazı çalışmalar olsa da yeterli değildir. Bu yüzden, çağdaş teknolojiden yararlanmak için hızla ve yeniden yapılandırmaya gitmek en iyi stratejidir. Örneğin Türkiye yeni ekonomik modeli dört boyuttan oluşturmaktadır: yatırım, istidam, üretim ve ihracat. Diğer yandan, düşük faiz odaklı politika, reel ekonomiyi desteklemek ve uzun vadeli çözüm için çok önemli bir unsur ve adımdır. Bu konuda Etiyopya uzun dönemli yerli ekonomi reformu içeresinde daha fazla üretim sağlamak ve ihracatın en iyi şekilde yükselmesi için stratejileri ortaya koymuş bulunmaktadır. Bunun için Türkiye'den öğrenecek bazı yöntemler olabilir.
Etiyopya enerji kaynakları temelinde hidroelektrik önemli yer taşıyor. Hemen hemen enerji kaynağı olarak %98’i hidroelektrikten sağlamaktadır. Hidroelektrik enerji kaynakları dışında diğer enerji kaynakları olarak rüzgar enerjisi, buhar enerjisi, biyoyakıt ve yenilenebilir enerji sektörü ise yeni adımlarla oldukça hızlı bir şekilde ilerliyor. Ancak 12 ay boyunca güneş ülkesi olarak bilinse de yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynağı açısından hala çok geride ve acılan reform yapılması gerekmektedir. Ek olarak, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) projesini inşaatı tamamlanıp tüm güçle hizmete açılması için gereken her türlü destek hükümet tarafından sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olması için güneş enerji gibi yatırım planları arasında yer alması gerekmektedir.
Her sektörde özel şirketlerin rolü oldukça önemlidir. Bunun için de dışa bağlılık ve uluslararası finans kuruluşlarından borçlanma yerine, yerli yatırım için özel sektör ve hanehalkı katılım sağlanacak projeleri yatırımlar; senet satış, yap işlet ve devret (BOT) gibi yöntemler daha da genişletilerek; yollar, tarım kanalizasyon, hotel, eğitim, yenilenebilir enerji projesi ve dijital ekonomi için fayda sağlanacak inovasyon ve yerli projelere öncelik verilerek döviz kuru etkisinin azaltılması sağlanabilir. Bu modelin uygulandığı örnek ülkeler arasında Malezya ve Türkiye bulunmaktadır.
Son olarak, yerli ve milli ekonomi reformu komitesi olan paydaşların tekrardan masaya oturup ulusal ve uluslararası deneyimli ekonomistler davet edip reformun güçlü ve zayıf yolları konusunda değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ayrıca, farklı projelerin hayata geçirilmesi, ülkenin kalkınması ve vatandaşlarının refaha kavuşması için yeni mezun olan geçlerin ve işsizlerin, kamu ya da özel şirketler içinde “inovasyon, yaratıcı ve katma değer artıran” yerli ve milli ekonomik reformu güçlendirmek ve güncellemek üzere adım adım destek ve yardım yapılması çok önemlidir.
Referanslar
A Homegrown Economic Reform Agenda: A Pathway to Prosperity
Comments