Giderek artan şekilde insan dağarcığındaki bilgilerin eski kazanımlarla elde edilenlerden uzaklaşıp farklılaşacağı düşünülüyordu. Ülkeler hakkında sıradan söylenen sözlerin bile epeyce önemsendiği zamanlar geride kalacaktı. Tahminlerden de hızlı gelişmeler yaşandı ve düne ait bulunanlar bile artık fazla ilgi çekmiyor. Şimdilerde sadece kitaplardan okunanlarla veya bir toplantıda dinlenenlerle de yetinilmiyor. Mutlaka bir fırsatını bulup seyahat etmek, yerel toplumların içine girip günlük hayatlarını tanımak bir yere kadar ilgi de çekmektedir.
Sömürgecilik öncesi değişik coğrafyaların sultanlıkları, emirlikleri, krallıkları hakkında idari sınırları içinde bir müddet yaşamak, oraları tarif etmek bir ayrıcalıktı. Bağımsızlıklarla birlikte sayıları şimdilerde 200’ye yaklaşan yeni kurulan devletler zannedildiği gibi tam istiklallerini belki de hiç kazanamadılar. Küreselleşme bir anda neredeyse hayatın her yönüyle ilgili sınırları yıkıp geçti. Mesela Senegal örneğinde olduğu gibi herhangi bir ülke hakkında gerekli malumat edinmek artık kolay değil. Çok yönlü faaliyet içinde etkileşim kurmak, mevcutları ayrıntılı kavramak ve geleceği hakkında belli bir öngörüde bulunmayı da gerektirmektedir. Bunu başarabilirseniz o zaman bu ülkeyi sevip daha fazla bağlanırsınız. Henüz Osmanlı Devleti dünya siyasetinde etkili iken buranın başkenti Dakar’da yaşayan ve 1910’lu yıllarda İstanbul’a bağlı Suriyeli ve Lübnanlı vatandaşlarının işlerini kolaylaştırmak için buraya fahri konsolosluk açmıştı. Bu vatandaşları sadece bu ülkenin değil tüm Batı Afrika’nın başta ticaret olmak üzere birçok sahada dünyayla irtibatlarında öncü oldular. Artık sayıları yarım milyon civarında ifade edilmekte ve bunun 75 bin kadarı Senegal’de Senegalli olarak yaşamaktadır.
Ülkelerden ada olanlar hariç hepsine karayolu ile ulaşılabilir. Ama buna demiryolunu ilave edenlerin sayısı da giderek artmaktadır. Hatta neredeyse her birine havayoluyla gidilmesi başkentler yanında bir çok şehrine de bağlanılması da sıradanlaştı. Sadece sahili bulunanların limanlarına deniz yoluyla varılması tercih değil, bir zorunluluk. Dünyada bu anlamda en talihli ülkelerden birisi hiç şüphesiz Senegal’dir. Her ne kadar sömürgecilik zamanında başkent Dakar’ı Mali’nin başkenti Bamako üzerinden Nijer’in başkenti Niamey’e bağlayan 2 bin kilometreyi aşan demiryolu şimdilerde atıl kalsa da ilk fırsatta yapılması arzu edilmektedir.
Eğer bir ülkenin coğrafî konumu bu ulaşım ağlarının kavşağında, içerilere doğru başlangıç veya uzaklardan ulaşılan nihâi yerde ise, şimdilerde stratejik denilen, yani çok hayatî bir önemi hâiz demektedir. İşte Senegal böyle bulunmaz bir değeri her yönden hak etmektedir. Mesela hava sahası Avrupa ile Amerika arasında uçuşlar başlamak üzere iken en uygun noktada aldığı anlaşıldı. Avrupa’dan kalkan uçaklar veya Amerika tarafından gelenler Senegal’in Saint-Louis havaalanında ikmal yapıp yollarının geriye kalan kısımlarını tamamlamaktaydılar. Günümüzde de Türk Hava Yollarının kargo uçakları Güney Amerika tarafına yaptıkları seferlerinde Dakar havaalanını ikmal noktası olarak kullanmaktalar.
Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtasını dolaşan gemiler de deniz yoluyla seferlerinde şayet Dakar limanından yük alma veya boşaltma işlemi yapacaklarsa buraya yaklaşmaktalar. Özellikle Mali de dahil çevre ülkelerin belli bölgeleri de her türlü taşımacılığını bu liman üzerinden yapmaktadır. Yıllık 20 milyon tonun üzerinde her türlü deniz üzerinden yapılan ve mavi ekonominin en önemli gelir kaynaklarından ağır tonajlı taşımacılığın merkezî noktalarından birisidir. Kuzeyde Moritanya ile arasında tabii sınırı da oluşturan ve o da ülke ile aynı adı alan Senegal nehri havzası da tarih boyunca ilim, irfan merkezleri yanında ticaretin, ziraatın ve hayvancılığın en vazgeçilemez sahasıydı ve hala da bu önemini farklı açılardan koruyor. Güneyindeki Kazamans nehri de çevresine taşımacılık dahil her türlü kolaylığı sağlamaktadır.
Büyük Sahra Çölü’nün Moritanya’da sahile kadar uzanmasına rağmen Senegal tarafında Dakar-Saint Louis şehirleri arasındaki 18 km’lik küçük bir bölge hariç çöl bulunmamaktadır. Deniz kıyıları serin iç bölgelere gittikçe hava ısınmaktadır. Özellikle Haziran-Ekim ayları arasında ülkenin tamamında çok şiddetli yağmurlar olmakta ve zaman zaman su taşkınları yaşanmaktadır. Ülke nüfusunun şimdilerde 18 milyona yaklaşması, çok sayıda göç alması veya buradan başka istikametlere gelenler bulunmaktadır. Özellikle yüzbinlerce Gineli ve on binlerce de Kabo Verde adalarından göç eden insan bilhassa Dakar’da yaşantılarını sürdürmektedirler. Tüm coğrafyası yaşamaya ve zirai ürünler üretmeye müsaittir. Özellikle yıllık bir buçuk milyon ton yer fıstığı üretilmektedir. Ayrıca darı, mısır ve benzeri yerel tahıl ürünleri ile çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir. Hayvancılık ülkenin özellikle iç bölgelerinde önemli bir geçim kaynağıdır.
Afrika ülkeleri içinde kökeni sömürgecilik dönemine giden Cheikh Anta Diop Üniversitesi bugün tüm Batı Afrika’nın en önemli üniversiteleri arasında yer almaktadır. 85 bin öğrencisi arasında Sahra Altı Afrika’da en fazla uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapmaktadır. Gerek ilmî araştırmalarda ve gerekse fen, tıp ve sosyal bilimlerde hem ülke içinde yetişen, hem de yurtdışında eğitim gören Senegalliler tüm kıta ülkelerinin nüfusları ile mukayese edildiğinde en çok aydına sahiptir. Çok sayıda uluslararası kuruluşun yöneticisi veya farklı birimlerinde çalışan uzman kadroları vardır. Spor alanında özellikle futbolda oldukça başarılı bulunana sporcuları dünyanın birçok ülkesinde oynamaktadır. Fransa’dan sonra ise şimdiye kadar 75 Senegalli futbolcu Türk futbol takımlarında top koşturdu.
El Hac Ömer TALL, Ahmedu Bamba MBACKE, Malik SY, İbrahima NYASS gibi tasavvufi çizginin önemli isimleri Senegal halkının ve komşu ülkelerde milyonlarca insanın gönlüne taht kurmuşlar. Bugün milyonlarca insan onların öğretileri ile toplumun manevi değerlerini ayakta tutuyorlar. Müzik alanında Youssou Ndour gibi tanınmış sanatçıları yanında özellikle 1977-1984 yılları arasında UNESCO Genel Sekreterliği yapan ve çok sayıda basılı kitabı bulunan Amadou Makhtar MBOW, tarihçi Şeyh Hamidu KANE ve Cheikh Anta DIOP gibi bilim ve akademik şahsiyetleri mevcuttur. Ülkenin en çok konuşulan dili Volof olup bunu Pular dili takip etmektedir. Halk arasında kendi yerel dili ne olursa olsun özellikle şehir merkezlerinde herkes günlük hayatta Volof konuşmaktadır. Resmi dil Fransızca olsa da bu daha çok resmi işlemlerde ve konuşmalarda tercih ediliyor. Arapça ise özellikle toplumun asırlardır alışık olduğu ilim dili olarak tüm medreselerde konuşma dili olacak kadar, hatta kitap yazacak kadar ileri seviyede öğretilebilmektedir.
Senegal’in 21. yüzyılda en büyük gelir kaynağının petrol ve özellikle doğalgaz olacağına kesin gözüyle bakılmaktadır. Her ikisi için de ciddi yatırımlar hızlı şekilde devam ettirilmektedir. İşletime açıldıklarında hem ülkeye ciddi gelir kalemleri arasında yer alacaklar. Şu anda yılda 1,5 milyon tonluk üretimle fosfat sayesinde ciddi bir girdi sağlanmaktadır. Henüz işletime alınmayan ülkenin doğusundaki demir madenlerinin yaklaşık 700 milyon tonluk bir kaynak bulundurduğu tahmin ediliyor. Senegal’in en değerli madenlerinden birisi yılda 100 bin tona yakın çıkarılan zirkon madenidir. Bununla birlikte bulunan ve her türlü seramik ile benzeri ürün için hammadde kaynağı olan ve yıllık 700 bin ton kadar ilmenit dış pazarlara sevk edilmektedir. Altın ve benzeri madenlerin hayatî önemi haiz bulunduğu ülke özellikle devlet başkanının maden sahasında uzmanlığının da verdiği destekle gelecek vaat eden alanlardır.
Cebel-i Tarık Boğazı’ndan Gine Körfezi’ne kadar uzanan sahanın dünyanın en fazla balıkçılık sahalarından birisi olduğu bilinmektedir. 700 km. kadar sahili bulunan Senegal’de yaklaşık 2 milyon insan balıkçılık sayesinde günlük hayatını devam ettirmektedir. Ancak son yıllarda Avrupalıların ve Çinlilerin büyük balıkçılık gemileri özellikle küçük sandallarla bu mesleği yürütenlerin hayatını menfi yönde etkilemektedir. Bu konuda kuzeyinde Fas ve Moritanya ile güneyinde Gambia ve Gine Bissau yabancı gemilerine daha fazla çalışma izni vererek toplam yıllık 3 milyon tahmin edilen çoğu bu ülkelere kayıtlı gemi ve teknelerce tutulmaktadır.
Türk şirketlerinin Senegal’e girmeleri maalesef 2000’li yıllara kadar gecikmiş bulunmaktadır. 1962 yılında kurulmasına karar verilen ve bir yıl sonra da hizmete açılan büyükelçiliğimizin ilk 30 yılında herhangi bir etkinlik kurduğu pek söylenemez. Zira 1990’lı yıllara kadar başkent Dakar’a 1950’li yıllarda ABD yolunda fark etmeden limanda inince kalan bir Türk ailesi dışında kimse gelip yerleşmemiş. Sokaklarında satılan Türk ürünü bisküvi ve sabun dışında mutlaka sanayi ürünleri de gelmiştir. Ancak onlar alınıp gerekli yerlere götürüldükleri için çarşı pazarda görülmezlerdi. Şimdilerde ise 2021 yılı rakamları ile iki ülke arasında 550 milyon dolarlık ticaretten bahsedilmektedir. Ülkenin en önemli gıda maddelerinden hayvan yemi üretiminin %50’si, un üretiminin %20’si, Karpowership gemisi ile elektrik üretiminin %15’i, en büyük kamu binalarından kongre merkezi, spor salonu, havaalanı, stadyum gibi devasa projelere imza atan SUMMA, tren yolu, kısaca TER adı verilen hızlı trenyolu inşasında Yapı Merkezi ve modern teknoloji ile yakında tamamlanması beklenen hastane inşaatında Sıla Grup, Global Beton Senegal/Gençali, Balkar İnşaat gibi her biri devasa yapılar son yılda Türk firmaları tarafından inşa edildiler. Bugün ülkedeki en büyük işletmemiz Türk-Senegal işbirliği ile LAS isimli havaalanının yönetimidir. Burada toplamda 1500 kişiye istihdam oluşturuldu. Gıda sanayinde öncü FKS firması doğrudan ve dolaylı binlerce kişiye sağladığı istihdamla onlarca iş sektörüne canlılık katmaktadır.
MAARİF Vakfı’nın dört okulunda eğitim alan 1000 Senegalli öğrenci, Türkçe öğretimi, örf ve adetlerimiz için hizmet veren Yunus Emre Enstitümüz, TİKA ve Kızılay gibi kuruluşlarımız Senegal halkına doğrudan hizmet vermektedir. Başta Türkiye Diyanet Vakfı olmak üzere çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşumuz pek çok alanda insani yardım faaliyetlerini aralıksız yürütmektedirler. Adeta ülkemizin Senegal’deki sevgisini ilmek ilmek ulaşabildikleri her bölgede yerel halka işlemektedirler. Böylece Türkler Senegal’i, Senegalliler de Türkiye’yi sevmede sınır tanımıyorlar. Her yıl 20 bin kadar Senegalli farklı nedenlerle ülkemizi ziyaret etmektedir.
Senegal-Türkiye ilişkilerinin daha kalıcı ve etkili şekilde kurulmasını ise halen ülkemizde okuyan ve sayıları 2000’lere doğru ilerleyen gençler sağlayacaklar. Uzun yıllarımızı hep sömürgecileri anlatarak geçirdik. Kendimiz sahaya gelmeden başkalarının ne yapıp ettikleri ile meşgul olduk. Artık iş dünyamız müteahhitlik sektöründen, yatırımcılarımıza, tüccarlarımıza kadar sadece bu ülkede değil Afrika’nın her yerinde ülkemiz adına başarılı bir şekilde işlerini tamamlıyorlar. Her biri sahasında Türkiye'nin medâr-ı iftiharı, yüzakı olarak gönülleri fethediyorlar.
Comments