top of page
Yazarın fotoğrafıAlioune Aboutalib Lô

Saint-Louis'de İklim Değişikliği ve Gaz Kullanımının Etkileri

Tarihi bir bölge ve Fransız Batı Afrika'sının eski başkenti olan Saint-Louis, iklim değişikliğine karşı en savunmasız olan ve ne yazık ki en çok maruz kalan bölgelerden biridir. Saint-Louis bölgesi, kıyı erozyonundan deniz seviyesinin yükselmesine kadar uzanan ve insan hatalarıyla birleşen çok sayıda tehditle karşı karşıya denebilir. Bölgede gaz kaynaklarının kullanılmaya başlanması, özellikle Langue de Barbarie'deki balıkçılar arasındaki endişeleri daha da arttırmaktadır.

 

Langue de Barbarie'nin karşı karşıya olduğu zorluklar

 Venedik ya da New Orleans'ı andıran bir coğrafyaya sahip olan, 2 kilometre uzunluğunda ve 300 metre genişliğinde bir alanı kaplayan Saint-Louis, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Ancak ne yazık ki bölge, dinamik ve stratejik bir çevre politikası uygulanmadığı takdirde yok olmanın eşiğindedir. Sahra-altı Afrika'da 2050 yılına kadar 86 milyon insanın iklim değişikliği nedeniyle yerlerinden olacağı tahmin edilmektedir ki bu rakam dünyanın herhangi bir yerinden daha fazladır. Saint-Louis'de binlerce kişi şimdiden evlerini kaybetmiş ya da yetkililerin "çok yüksek riskli bölgeler" olarak tanımladığı yerlerde yaşamını sürdürüyor durumdadır.



Senegalli araştırmacılar, 2080 yılına kadar şehrin %80'inin sular altında kalabileceğini, bunun da mimarisiyle ünlü bu dünya mirasının kaybedilmesine ve 150.000 kişinin yerinden edilmesine yol açabileceğini tespit etmişlerdir. Saint-Louis üç ana bölgeden oluşmaktadır: Sor bölgesi, Saint-Louis Adası ve Langue de Barbarie. Saint-Louis Adası, bölgenin iklim sorunlarına karşı hassasiyetini temsil etmektedir.


Araştırmacı Djiby Sambou tarafından yapılan bir çalışmaya göre, iklim değişikliğinin etkisi özellikle Langue de Barbarie'de, özellikle de 2003'te açılan gedikten ve bunun sonucu olarak şehirde tekrarlayan sellerden bu yana çok daha belirgin hale gelmiştir. Başlangıçta 4 metre genişliğinde olan bu yarık, Şubat 2015 itibariyle 5.200 metre genişliğe ulaşarak bölgenin biyofiziksel özelliklerini değiştirmiştir. Saint-Louis'nin hemen güneyinde yer alan ve bir zamanlar sebze tarımına uygun olan Gandiol toprakları, tuzlu suyun girmesi nedeniyle tuzlanmadan etkilenmiştir. Doun Baba Dièye ve Keur Bernard köyleri yok olmuştur. Bu gediğin açılmasına 2003 yılında Abdoulaye Wade hükümeti tarafından sellerle mücadele etmek ve balıkçıların denize erişimini kolaylaştırmak amacıyla karar verilmişti. Ancak ne yazık ki daha sonra halk için zararlı olduğu kanıtlanmıştır.


Washington Post'ta yer alan bir makalede,  2018 yılında liderlerin kıyı erozyonu kriziyle mücadele planı olarak övdüğü planın baştıldığı vurgulanıyor. Dünya Bankası'ndan 80 milyon dolar ve devlet kasasından 13 milyon dolar kredi alan hükümet, Langue de Barbarie sakinlerini yedi mil içeriye taşımayı hedefliyordu. Ancak, insanları topraklarını terk etmeye ikna etmek önemli bir zorluk olarak ortaya çıktı. Pek çok kişi, kendilerinden önce ebeveynlerinin ve büyükanne ve büyükbabalarının yaşadığı yerleri terk etmeyi reddediyor.

 

Balıkçılık Krizi

"Burada balıkçılık babadan oğula geçen bir miras. Burada 50,000 kişi yaşıyor, 30,000 balıkçı ve 3,500 pirogue bulunuyor." diyen Langue de Barbarie sakini Radio France'ın bir haberinde yer aldı. Senegal kıyılarındaki diğer bazı balıkçı kasabalarında olduğu gibi bu bölgede de balıkçılık birkaç yıldır kriz içinde denebilir. Senegal hükümeti tarafından yabancı gemilerle imzalanan sözleşmeler zararlı olurken, balıkçıların çoğu hala elle yakalama gibi ilkel yöntemler kullanıyor. Ancak Saint-Louis şehrine yaklaşık on kilometre uzaklıkta bulunan ve Senegal-Mauritania sınırında yer alan Grand Tortue Ahmeyin gaz sahasının işletilmesiyle çevre daha da zarar görebilir.


Africanews'e konuşan Senegalli Balıkçılar Ulusal Otonom Birliği Genel Sekreteri Moustapha Dieng, "Bir arada yaşamak mümkün değil. Gazı kullanacağız, Saint-Louis'de balıkçılığı öldüreceğiz. Çünkü Saint-Louis balıkçılık başkenti, Saint-Louis'deki tekne sayısı, Saint-Louis'deki balıkçılık türleri başka hiçbir yerde yok. Ancak balıkçılık bölgesi çok küçük, pratikte ağız ile sahil güvenlik görevlilerinin kendi sularına erişimi yasakladıkları için 19 balıkçıyı öldürdüğü Moritanya sınırı arasında sıkışmış durumda." diyor.


Sivil toplum düzeyinde de, gaz sömürüsünün Saint-Louis halkı üzerindeki ekonomik ve çevresel sonuçları hakkında farkındalık yaratma çabaları devam etmektedir. "Hiç kimse kaynakların sömürülmesinin çevremiz üzerinde etkileri olduğunu ve olmaya devam edeceğini inkar edemez. Sosyal etkileri de olacaktır. Kaynakları kullanacağımız yerin yanında yaşayan bu toplulukları, özellikle de balıkçılardan oluşan bir topluluğun bulunduğu Nguet Ndar'da (Saint-Louis'de bir balıkçı köyü) gördüğünüzde, endişeleri daha iyi anlıyorsunuz. Bize açık deniz gaz sömürüsünden geleceği söylenen milyarlar ile çevrenizde gördüğünüz yoksulluk arasındaki zıtlığı görüyorsunuz."



Hükümet sanayileşmeyi desteklemek için bu kaynakların kullanılmasına öncelik veriyor. Senegal Enerji ve Petrol Bakanı Sophie Gladima, "Hidrokarbonlarımızın tek başına işletilmesi halkın elektriğe erişimini hızlandıracak ve her şeyden önce üretim maliyetlerini düşürerek sanayileşmeyi teşvik edecektir." dedi. Ancak yetkililer, halkın bu projelerden daha fazla faydalanmasını sağlamak için ek tedbirler de arıyor. Devletin bu projedeki ortaklarından biri olan BP, Senegal ve Moritanya'da yaklaşık 350 yerel şirkette 3.000'den fazla istihdam yaratıldığını ileri sürmektedir.


Ancak, nüfus düzeyinde, gaz kullanımının olumlu etkilerinin gerçekleşmesi yavaş bir şekilde gerçekleşmektedir. Ağır sonuçları şimdiden hissedilen gaz kullanımında, yaşanan tanıklıklıkların tüyler ürpertici olduğu söylenebilir. Africanews tarafından hazırlanan bir raporda; hikayelerini paylaşan dört kadın, balıkçı olan kocalarının, gaz pazarının şehre gelmesinden ve “diattara” olarak bilinen verimli balıkçılık bölgelerine erişimin kısıtlamasından bu yana artık geçimlerini sağlayamadıkları için fuhuşa başvurduklarını belirtti. Ayrıca üm kadınlar aynı durumda olan başka kadınlar da tanıdıklarını belirttiler.



"Bunun sona ermesi için dua ediyorum çünkü kalbimin derinliklerinde yapmak istediğim şey bu değil. Bunu çocuklarım için yapıyorum" diyen bir anne, ne kocası ne de arkadaşları tarafından görülebileceği bir otel odasında omuzları çökmüş ve sesi yorgun bir şekilde AP'ye konuştu.

10 görüntüleme

Comentarios


bottom of page